3 Mayıs 2007 Perşembe

ekran kirliligini protesto....

Sari kurdele eylemine var misiniz?

Bugun Dunya Televizyon Gunu... Nereden ciktigini, kimin, ne zaman ilan ettigini kimse bilmiyor. Ama oyle... "Tum yurtta, Kuzey Kibris Turk Cumhuriyeti'nde ve yabanci temsilciliklerde gondere bayrak cekilip, Istiklal Marsi okunarak kutlanan" gunlerden biri degil tabii... Eminim, pek cok kimse de Dunya Televizyon Gunu'nden bugun bu sutunlar sayesinde haberdar oluyordur. Televizyonu biz bulmadik. Urettigimiz televizyon programlari da oyle Amerika'da Avrupa'da filan gosterilmiyor. Ama televizyon tarihine mumtaz katkilarimiz da yok degil. Ornegin; dunyanin ilk gelin-kaynana yarismasini biz icat ettik. Survivor'in diplomatik olanini kesfetmek de cok sukur bize nasip oldu. Eski unlulerin sahte ask hik�yelerini dizi kivaminda ekrana getirip, reyting sagan baska ulke var mi, bilmiyorum. Ama ekranlarda ucuncu sezonuna dogru hizla yol alan Ahu-Meric tarzinin, dunya televizyonculugunda bir ekol haline gelmesinden fena halde endise duyuyorum. Henuz Amerikan gumruklerinde bu viruse karsi herhangi bir karantina onlemi alinmadi. Ama yarin bir gun Michael Douglas ile Katherine Zeta-Jones, sabahin korunde simli mendiller esliginde NBC'de gorunmeye baslarsa, gorurum ben o magrur Amerikalilar'i... Her neyse, konuyu fazla sulandirmadan sadede geleyim. Gunlerdir telefonlarim susmak bilmiyor. "Yuksel Bey nedir bu gunduz kusagi rezaleti Allah askina?" diyorlar. Televizyoncularin Ajdar'a dort elle sarilmasi ise "kiyamet alametleri" arasinda gosteriliyor. Oyle ki, sikayet dinlemekten yazi yazamaz hale geldim. Reyting listelerindeki manzara ise bunun tam tersini gosteriyor. Geriye, bu isi anlamanin tek yolu kaliyor; REFERANDUM! Semra Hanim ile Secil'den, Ahu ile Meric'ten, Ozan ile Yesim'den Safiye ile Faik'ten, Ajdar ile Arto'- dan, salya sumuk aglayan gunduz kusagi magdurelerinden, komsuya bile ellerinde mikrofonla gittikleri izlenimini uyandiran "profesyonel" studyo izleyicilerinden ve ekrandaki diger tuhafliklardan biktiysaniz; bugunden itibaren, cati ve otomobil antenlerine, evlerin balkonlarina, isyerlerinin kapisina birer sari kumas parcasi ya da sari kurdele asin. Bildiginiz gibi sari renk "hastalik tehlikesi" ve "karantina" anlami tasir. Verdiginiz isaretin anlami "Biz televizyondan zehirlendik" olacak. Bakalim, toplumu hasta eden bu virus ne kadar yayilmis, hep birlikte gorelim... Bilin ki siz kentleri "sariya" boyadiginizda, televizyon kanali yoneticileri ve program yapimcilari da "Ne yapalim, halk boyle istiyor" mazeretinin arkasina artik siginamayacaklar. Bu eylemin yayginlasmasi icin tum meslektaslarimi, televizyonculari, radyoculari, internet sitelerini destek vermek uzere goreve davet ediyorum. Gunlerdir telefon eden, mesaj yazan herkes "Yuksel Bey, ekrandaki bu rezillikten nasil kurtulacagiz? Ne yapmamiz lazim?" diye sorup, duruyor. Buyurun size eylem!.. Hem de Dunya Televizyon Gunu'nde baslayip, ekranlar islah edilene kadar devam edecek... Var misiniz?


YUKSEL AYTUG





ben bu eylemi destekliyorum. balkonuma ve arabama sari kurdela taktim. sizlerdende destek bekliyorum...

0 yorum: