17 Haziran 2007 Pazar

kucugum daha cok kucugum...

sanirim ailenin en kucuk uyesi benim 85 dogumluyum acikogretimde okuyorum ve calisiyorum.sizlerle olmak guzel olacak.:cicek:

Istanbul’da Sali gunu su kesintisi

ISTANBUL - ISKI’den yapilan yazili aciklamada, Buyuksehir Belediyesi tarafindan yaptirilan Kucukcekmece Basakkonutlari 4 no’lu kavsak insaati nedeniyle 1000 milimetre celik boru ana isale hatti deplase baglanti calismalari yapilacagi belirtildi.

Buna gore, 5 Aralik’ta gunu saat 03.00 ile 23.00 saatleri arasinda 20 saat sureyle Kucukcekmece ilcesinde Basakkonutlari, Sanayi Bolgesi, Esenler sinirinda kalan deprem evleri ile Gaziosmanpasa ilcesinde Arnavutkoy, Tasoluk, Bogazkoy, Bolluca, Imrahor, Haracci beldeleri, Habipler, Cebeci ve Sultanciftligi’nin bir kismi ile Isiklar Koyu’ne su verilemeyecek.
kaynak:ntv.com

askin cesitleri

Bir kere bile asik olmayan var mi? Boyle bir sey mumkun mu? Tabii ki degil... Insan hayatta hic olmazsa bir kez, deliler gibi asik olabilme hissini yasamali...

ILK ASK: Ne yaparsaniz yapin, ilk askinizi unutmaniz mumkun degildir. Yillar sonra donup, 'Ben ona nasil asik olmustum acaba' diye pismanlikla karisik garip bir duygu da yasayabilirsiniz... Olsun. O, size ilk aski tattirmis. En onemli yasam tecrubelerinizden birini yasatmistir. Aranizda gecenler aci bile olsa, donup minnetle anacaginiz biri hep var olacak...

YILDIRIM ASKI: Var mi, yok mu tartismasinin icinde degiliz. Diyelim ki var. Demek ki bazilarinin duygulari yagmur olup yagabiliyormus. Yildirim askla baslayip, yillar suren beraberlikler de var ustelik. Dikkat edilmesi gereken, surekli yildirim askina tutulanlarin kendi yarattiklari hayalin pesinde kosmalaridir...

OLANAKSIZ ASK: Bazen yolda yururken rastlariz, bazen en yakinimizda bulunabilirler. 'Bu ikisi bir araya nasil gelmis? ' diye dusunuruz. Kendi basimiza geldigi de olmustur. Coraplarini saga sola birakan bir kadin ya da televizyondaki futbol macini seyrederken daha once hic duymadiginiz kufurler eden bir adam. Her askin olanaksiz bir tarafi vardir gerci... Genelde bunlari gormemeyi yegleriz.

YASAK ASK: Men edilmis, engellenmis ve cogu zaman da yasadisidir. Ama asigin gozu gormez ki...

PLATONIK ASK: Onu gormek bile sizi heyecanlandirirken, o sizin yaninizdan, gecip gider. Siz heyecandan sapir sapir titrerken, o isiyle mesgul olur. O sizin icin hayatinizdaki en onemli kisiyken, siz onun icin siradan birisinizdir. Hem asik, hem de salak hissedersiniz kendinizi... Davranislarindan, konusmalarindan isaretler alip, umutlanir, bozulur, kusersiniz.

Fenerbahcem Benim Biricik Sevgilim..

ARKADASLAR COGUNUZUN BILDIGI UZERE BUGUN DERBII MACIMIZ VAR SIMDIDEN HER IKI TAKIMA BASARILAR DILIYORUM..IYI OYNAYAN KAZANSIN DIYECEGIM AMA BIZ KAZANACAGIMIZA GORE SIMDIDEN CINCONLU ARKADASLARA GECCMISS OLSUN DIYORUM..IYI KI VARLAR ONLARA TAKILMASAK HAYATIN TADI OLMUYO YAW:icelim:
EN BUYUK FENERBAHCE

bUZ dEVRI oYuNu 1-2-3

Buz Devri 1



Oyunu oynamak icin once mouse nin sol tusuna basiyorsunuz ve sincap kaymaya basliyor tam arkadasinin yanina geldiginde tekrar mouse nin sol tusulara basiyorsunuz ve sincabimiz firliyor artik bundan sonra onemli olan denge sag ve sol ok tuslari ya da a ve s harfleriyle dengeyi ayarlayip sincabin dusmemesini sagliyorsunuz...

http://www.cebirsel.com/index.php?op...pper&Itemid=93

Buz Devri 2
http://www.cebirsel.com/index.php?op...1&Item id=177

Buz Devri 3
http://www.cebirsel.com/index.php?op...0&Item id=177

Soru Ve Cevaplarla ''HARAMLAR''

Kur’an-i Kerim, dini alet ve istismar edenlere nasil bir hukum getirmistir?

Islam, dinin bir sahis veya zumre tarafindan temsil edilip, insanlari istedigi yone cevirmesine musaade etmemistir. Nitekim, Kur’an-i Kerim, herkes gibi, hukumdarlar, emirler ve butun nufuz erbabinin hepsinin butun islediklerinden sorumlu tutulacagi ve herkesin hesabini bizzat Allah’a verecegi hukmunu getirmistir.

Boylece, keyfiligi kaldirmis, insanlari ifsat etmek, yoldan cikartmak, cesitli cikar ve menfaatlere alet etmek ve saptirmak guc ve yetkisini, hicbir zumreye, hicbir sahsa vermemistir. Boylece, insanlarin canini, malini zalimlerin taarruzundan korudugu gibi, insanlarin akillarini, vicdanlarini da menfaatperest sahtekarlarin serrinden engellemeye calismistir.

Boylece nefsin bozuk heveslerini, zararli egilimlerini ve azginligini gemlemis, hatasindan donmek isteyenlere, arinip temizlenmek isteyenlere de Cenab-i Hak, tovbe ve iltica yolunu acmis, temizlige donenlere de, af, riza ve sevgisini vaat etmistir. Bu konuda, insanlari tovbe ve arinmaya tesvik eden pek cok ayetler mevcuttur. Nitekim,[
bir ayet-i kerimede “De ki : “Ey cok gunah isleyerek kendi oz canlarina kotuluk etmede ileri giden kullarim! Allah’in rahmetinden umidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse butun gunahlari magfiret eder.Cunku Gafur ve rahimdir; Cok affedicidir, merhamet ve ihsani fazladir.”( Zumer S�resi,53-54 )

Bir baska ayette :
“Rabbiniz rahmet ve bagislamayi kendine ilke edinmistir.Boylece biriniz bilgisizlikten dolayi kotu bir fiil isler ve daha sonra tovbe edip durust ve erdemli bir hayat yasamaya baslarsa(gorecektir ki) O, cok bagislayici, rahmet kaynagidir” ( En’am S�resi,54) buyurmaktadir.


Diger bir ayette de :
“Kim kotuluk yapar yahut kendisine (baska turlu) zulmeder de daha sonra affetmesi icin Allah’a yalvarirsa Onun cok bagislayici ve rahmet kaynagi oldugunu gorecektir” ( Nisa S�resi, 110) mujdesini vermektedir.

Sener Dilek (Prof.Dr.) www.sorularlaislamiyet
****
***
Icki neden birden yasaklanmadi?

Allah’in bir ismi de Hak�m’dir. Yani yaptigi her isi, hikmet ve faydalara gore yaratir. Nitekim insanin buyuyup kemale ermesi, cekirdegin yeserip agac olmasi, bir yumurtanin acilip kus olmasi belli bir surecle gerceklesmektedir. Allah’in k�inatta gecerli olan bu kanununu, dinin bazi emirlerinde de gormek mumkundur. Iste yuce Rabbimiz, Hak�m isminin geregi olarak, alkollu icki aliskanligini toplumdan sokup atmak icin, tedric yani yavas yavas men etme metodunu irade etmistir. Diger taraftan, icki birdenbire haram edilseydi, ickiye muptela olmus o asrin insanlari Islamiyet’i kabulde nazlanabilirlerdi. Aliskanliklarini birakmak istemeyebilirlerdi. Bu bakimdan Kur’an-i Kerim’de icki ile ilgili ayetler, kademeli olarak su siraya gore nazil olmustur:

1- “Hurma agaclarinin meyvesinden ve uzumlerden hem bir icki yapiyor, hem de guzel rizk ediniyorsunuz. Bunda akli eren kavim icin elbette ibret vardir.” (Nahl S�resi, 67)
Bu ayette ickinin guzel rizk olmadigi aciklanmistir. Bu ayetin nuzulu ile, ickinin dinen tasvip edilmeyen bir madde oldugu anlasildigindan, bazi sahabeler ickiyi terk etmislerdi. Aslinda bu ayetin inzali ile, ickinin ileride haram olacagi da anlasilmisti.
2- “Sana ickiyi ve kumari soruyorlar. De ki: Onlarda hem gunah, hem insanlar icin faydalar vardir. Gunahlari ise faydalarindan daha buyuktur.” (Bakara S�resi, 219)

3- “Ey iman edenler! Siz sarhosken, ne soyleyeceginizi bilinceye kadar namaza yaklasmayin.” (Nisa S�resi, 43)
Bu ayet-i kerime, sarhosken namaz kilmayi men etmistir. Bu durumda, bes vakit namazini hic gecirmeksizin kilan bir sahabenin, gunduz iki namaz arasinda icki icmemesi gerekiyordu. Aksi takdirde, yani gunduz iki namaz arasinda icki icecek olsa, alkollu ickinin sarhosluk edici tesiri gecmeyecegi icin namazi kilamayacakti. Belki yatsi namazindan sonra icki icebilecekti. Bu durumda buyuk bir sahabe kitlesi daha ickiden tamamen vazgecmislerdi. Cunku alkole alismis olan vucutlar, artik yavas yavas ondan uzaklasiyordu.

4 -“Ey iman edenler! Icki, kumar, tapmaya mahsus dikili taslar, fal oklari ancak seytanin amelinden birer murdardir. Onun icin bunlardan kacinin ki, murada eresiniz.” (Maide S�resi, 90)

5- “Seytan, ickide ve kumarda araniza dusmanlik ve kin dusurmek, sizi Allah’i anmaktan ve namaz kilmaktan alikoymak ister. Artik siz hepiniz vazgectiniz degil mi?” (Maide S�resi, 91)


Bu son ayet ile alkollu ickiler kesin olarak haram edilmistir. Sahabelerden Hz. Enes (ra.) anlatiyor: Biz icki alemindeydik. Ben dagitiyordum. Bir adam geldi “Icki haram edildi.” dedi. Arkadaslar derhal “Su icki kaplarini dok, temizle.” emrini verdiler. O haberden sonra kimse agzina icki almadi.
Zafer Dergisi www.sorularlaislamiyet.com
****

***
Yalanin kucugu olur mu ?

Imam-i Gazali, "Surekli islenen kucuk bir gunah, istigfari yapilan ve bir daha islenmeyen buyuk bir gunahtan daha buyuktur" diyor bir eserinde. Cunku, 'istigfar' ile insan o gunahin atmosferinden cikiyor, tekrar Ilahi olculeri eksen aliyor ve ubudiyet tavrini takiniyor iken, 'kucuk' de olsa istigfari yapilmayan bir gunah zamanla olculeri asindiriyor ve insani 'yasadigi gibi inanma' cizgisine surukluyor
Durum bu oldugu halde, 'kucuk'luk bir mesrulastirma araci olarak cikiyor karsimiza. Gundelik hayatin icinde soylenen nice yalan ve yapilan nice yanlis, 'ufak-tefek'ligini ileri surerek masumiyet zirhina burunduruluyor. Soz gelisi, cocuklarla olan diyalogumuz, cogu kez, 'yalan'lar uzerine kuruluyor. Aglayan ya da mizmizlanan bir cocuk, sustugunda unutacagi vaatlerle kandiriliyor. "Susarsan sana sunu alirim." Cocuk susuyor; ama kendisine bi rsey alinmiyor. Yahut "Aaa, elimde bir kus var, gel bak" diyor 'buyuk'lerimiz. Cocuk geldiginde, olmayan kus birden ucup gidiveriyor! Mazeretimiz de hazir: "Cocuktur, anlamaz."
Veya, olcude tartida, ufak-tefek oynamalar yapiliyor. Bir bakkal, yirmi gramlik bir sekere tamah edip, 980 gramina da haram bulastiriyor. Bir pazarci, bir kok ispanagi kar edineyim derken, belki yuzlerce ispanagi kendisi icin 'helal' olmaktan cikariyor. Bir gise gorevlisi, az miktar bozukluga tamah ederek tahsilati 'yuvarlayip", aldigi maasa zehir katiyor. Bir tuccar, mali alirken, su gun oderim deyip iki gun de atlatma payi bicerek alisverisini yalanla lekeliyor. Su veya bu makamdaki yuz binlerce insan, "Ben yokum, tamam mi?" diyerek sekreterini veya santral memurunu 'yalan makinesi' olarak kullanirken, katmerli bir yalanin yukunu sirtlaniyor. Bes saniyelik bir zamana tamah edip kirmizida gecerken, bir baska insanin saniyelerini caldigimiz unutuluyor. "Aman canim" diyoruz, "iki saniye beklese ne olur?"
Sozun kisasi, hayatimizin her gununde, ufak-tefek o kadar yalan ve kucuk gordugumuz o kadar haram var ki...

Biz tum bunlar icin 'muhim degil' zirhini hazirlamisiz gerci. Ama adalet-i Ilahi, "Hak haktir; buyugune, kucugune bakilmaz!" diye hukmediyor. Ve Adil-i Hakim, Zilzal suresinde Mahser Gununu tasvir ederken, 'kucuk seylerin buyuklugunu de bildiriyor:
"O gun, insanlar islerinin kendilerine gosterilmesi icin boluk boluk donerler. Kim zerre miskal iyilik yapmissa onu gorur (karsiligi verilir). Kim de zerre miskal kotuluk yapmissa onu gorur (karsiligi verilir)." (Zilzal Suresi: 7,8)

Gercege Dogru C:3, Zafer Yayinlari
www.sorularlaislamiyet.com

Allah,kainati Yaratmadan once Ne Yapiyordu?

Allah, kainati yaratmadan once ne yapiyordu?

Allah zamandan munezzeh oldugundan onun hakkinda, “kainat yaratilmadan once” diye belirtilen bir zaman soz konusu degildir. Allah’in boyle bir zaman dilimi icinde faaliyet gostermesi de dusunulemez.

Zaman ancak yaratiklar icin soz konusudur, zaman icinde is gorenler ancak yaratiklardir. Ancak soruyu soyle sormak mumkun olabilir: “Ezelde Allah vardi, onunla beraber hicbir sey yoktu. O h�lde ezelde Allah ne yapiyordu?” Bu soruya kisaca, “Kendi cemal ve kemalini bizzat kendisi musahede ediyordu.” seklinde cevap verilir. Gaybi ancak Allah bilir.

Bu sorunun temelinde zaman ve ezel kavramlarinin, yanlis anlasilmasi ve karistirilmasi soz konusudur. Insan, zaman ve mek�na kayitli olarak yasadigi icin her hadise ve hakikati zaman olcusune gore degerlendirmekte, kayitli kendi icerisinde yasadigi zamani, evveli olmayan bir surecle (ezel) karistirmaktadir. Iste yukaridaki soru, boyle bir yanlis degerlendirmenin sonucudur.

Zaman, varliklarin bir tertip ile ve birbiri ardinca yaratilmasi ile ortaya cikan soyut bir kavramdir. Butun varliklarin yaratilmasi, degisip baskalasmalari, yok olup son bulmalari, hep zaman nehir icinde gerceklesir. Allah’in, sonsuz kuvvet ve kudretiyle yokluk �leminden varlik sahasina cikarilan butun varliklar, zaman nehrinde hic durmadan akarlar. Gecmis zaman, gelecek zaman ve simdiki zaman kavramlari nispidirler, birbirlerine gore bu isimleri alirlar. Bu gun dunun yariniydi, yarinin ise dunu olacak.

Ezel kavramina gelince o, zaten, zaman itibariyle bir sonsuzluk demek degildir. Zaman, devir, asir, yil, ay, gun, saat, saniye, an gibi dilimlere bolunebildigi h�lde, ezel icin boyle bir taksim soz konusu degildir. Ayni zamanda ezel, bir baslangic noktasi olarak da dusunulemez.

“Allah vardi, baska hicbir sey yoktu.” (Hadis-i serif). Zaman ise, mahlukatin yaratilmasi ile basladi. Su h�lde zaman kavrami, gecmise dogru ne kadar uzatilirsa uzatilsin, Allah’in ezeliyeti ile karsilastirilamaz .

Ancak soruyu soyle sormak mumkun olabilir: “Ezelde Allah vardi, onunla beraber hicbir sey yoktu. O h�lde ezelde Allah ne yapiyordu?” Hemen sunu ifade etmek gerekir ki; Allah ezelde bir sey yapmaya -hasa- mecbur olmadigi gibi, bir sey yapmamasi da onun icin bir eksiklik degildir. Zira o, mahlukati yaratmasa da sonsuz kem�ldedir. Mevcudati yaratmasiyla kemalinde bir artma, yaratmamasiyla bir eksilme soz konusu degildir.

Bu aciklamadan sonra, soruyu iki sik icerisinde cevaplayalim: Allah, ezelde kendi cemal ve kemalini bizzat kendi musahede ediyordu. Allah’i kemaliyle bilmek yine ona mahsustur. Zira, Mirac hadisesi ile Allah’i bizzat musahede eden Efendimiz (asm.), “Seni gerektigi gibi bilemedim.” demistir.

Allah, ezelde, isim ve sifatlarinin tecelli yeri olacak varliklarin mahiyet ve hakikatlerini, huviyetlerini, pl�n ve programlarini, manev� miktar ve suretlerini ezel� ilminde takdir ve musahede etmekteydi. Allah, lutuf ve keremi, rahmet ve merhametiyle, ilmi dairesindeki mahiyet ve hakikatlere, harici vucut giydirmeyi istedi. Ve ‘ol’ emrini verip mahlukati yaratti. Bu yaratma fiili, mahlukat icin, bir ihsan, bir lutuf ve bir ikram idi.

Allah’in hem kendi kemal ve cemalini seyretmesinde, hem de varliklarin manev� pl�n ve programlarini yapmasinda, onlari ezel� ilminde takdir etmesinde bir zaman ve muddet soz konusu degildir. Yani bunlar bir zaman silsilesi icerisinde dusunulemez. Ezeldeki bu musahede, bu tanzim ve takdir, insan aklinin anladigi anlamda bir takdir ve tanzim degildir. Allah’in zati mahlukatin zatlarina, fiilleri mahlukatin islerine benzemedigi gibi Il�h� takdiri de insanin anladigi manada bir programlama degildir.

Mehmet Kirkinci www.sorularlaislamiyet.com

www.nurpenceresi.com

Butun Varliklari Allah Yaratti.oyleyse Allah'i Kim Yaratti?

Butun varliklari Allah yaratti. Oyleyse Allah'i kim yaratti?

Bu ve benzeri sorular Allah hakkindaki bilgi ve inanc yetersizliginden kaynaklaniyor. Allah, denildi mi ezel� ve ebed� olan, butun sifatlari sonsuz kemalde bulunan Ehad ve Samed bir zat anlasilir. Boyle bir zat ise yaratilmaktan munezzehtir. Zira yaratilan her sey hadistir (sonradan olmustur), fanidir (varliginin bir sonu vardir) ve butun sifatlari sinirlidir. Bu soruda mahluk sifatlarinin yaraticiya isnat edilmesi gibi acik bir tezat vardir.

Birtakim sorular var ki tarihleri cok eskiye dayaniyor. Bu soru da onlardan biri. Peygamber Efendimiz'e gelen, inancsiz bir grup, 'Ya Muhammed, mahlukati Allah yaratti? Allah'i kim yaratti?' Diye sordular. Bu soru uzerine Cebrail (a.s) cevap olarak, Allah'tan ihl�s suresini getirdi. Bu sure ile sirkin butun cesitleri kokunden kesilip atiliyor, tevhidin butun mertebeleri en guzel seklide izah ve ispat ediliyordu.

Allah Ehattir. Zat ve mahiyeti varliklara benzemekten, mekan ve zamandan, degisip baskalasmaktan uzak olan tek ve yekta varlik odur. O Samettir. Butun varliklar, yaratilmasinda ve yasatilmasinda, kisaca her h�l ve keyfiyetlerinde ona muhtactirlar, o ise hicbir seye muhtac degildir.

Allah dogmak ve dogrulmak gibi mahluklara ait sifatlardan uzaktir. Cunku onun ne baslangici, ne de sonu vardir. Evet o, vardi ve ondan baska hicbir sey yoktu. Ezel� ve ebed� olan Allah'in bir baskasinin tesiriyle vucuda geldigi nasil dusunulebilir?

Onun esi, benzeri, dengi yoktur. Ne yaraticiliginda, ne idaresinde, ne terbiye ediciliginde, ne de hakimiyetinde; ona denk olabilecek hicbir mevcut dusunulemez. Zerre kadar akli olan kimse boyle bir zat hakkinda, bu celiskili sorunun sorulamayacagini bilir.

Evet yaratici olan, yaratilan olamaz. Kuvvet ve kudreti sonsuz olan, bir baskasinin tesiriyle vucuda gelemez. Baslangici olmayan, sonradan olamaz. Kisaca hem yaraticiligin sonsuz kemal sifatlariyla donatilmis, hem de mahluk olmanin geregi olarak sinirsiz eksikliklere sahip bir konumda olamaz.

Bir de konunun devir-teselsul ile ilgili bir yonu vardir ki o da sudur. Art arda bagli hadiseler zincirinde mutlaka bir ilk halka olmalidir ki diger halkalar ona bagli olsun. Mesela, on bes vagonlu bir trende, her bir vagonu bir onceki vagon ceker. Sonucta is, lokomotife dayandiginda, 'Lokomotifi kim cekiyor?' diye sorulmaz. Cekme gucu olan fakat cekilmeye ihtiyaci olmayan bir arac olmali ki -o da lokomotiftir- tren saglikli olarak hareket edebilsin.

Ayni sekilde, bir sekerin nasil yapildigini sorsak, bize cevaben, seker fabrikasinda yapildigi soylenecektir. Seker fabrikasindaki aletlerin nerede yapildigini sordugumuzda onlarin da tezgahlardi gosterilecektir. Neticede problem bir ilme, bir iradeye dayandirilmazsa, tezgahin da tezgahi sorulacak ve kisir donguye dusulecektir.

Bir er, emri onbasidan, o da yuzbasidan ve nihayet baskomutan da padisahtan alir. Peki, padisah kimden emir aliyor, diye sorulmaz, zira o emir alan degil emir veren konumundadir. Eger birinden emir alacak olursa, o da emredilenler sinifina girer ona emir veren kimse padisah olur.

Buraya kadar yapilan aciklamalardan acikca anlasiliyor ki, bu kainatin varligi, zati, isimleri ve sifatlariyla ezel� olan bir yaraticiya dayanmaktadir. Boyle bir zati kimin yarattigi sormak aklen mumkun degildir.

Mehmet Kirkinci www.sorularlaislamiyet.com

Islam ' In Kul Hakkina Verdigi Deger

Islam’in Kul Hakkina verdigi degeri anlatir misiniz?

Isl�m dininde, insanin hayati gibi, inanci, namusu, hurriyeti, mali, mulku, seref ve haysiyeti de muhafaza altindadir. Zira insanin dunya ve ahiretteki huzur ve saadeti bunlara bina edilmistir.

Kulun madd� yahut manev� hukukuna riayet etmemek, Allah katinda buyuk bir suctur ve Il�h� affin disinda birakilmistir. Yani, bir kulun hukukunu cigneyenleri ancak o kul affedebilir. Kul, hakkini almadikca yahut hakkindan vazgecmedikce Allah o sucu affetmemektedir. Isl�m dininde herkes birbirinin hukukuna saygi gostermekle sorumludur.

Insan toplum hayati suren bir mahluktur. Su halde insanlar arasinda sayilamayacak kadar ictimai munasebetler vardir. Bu munasebetlerin hak ve adalet uzerine kurulu olmasi gerekir. Aksi halde, kul hakkina tecavuz ve zulum ortaya cikar.

Kuran-i Kerim kulun manev� hukukunu o kadar muhafaza eder ki, muminlere su-i zanni (muminin hareketlerini kotuye yormayi), tecessusu (baskasinin hatalarini arastirmayi) ve giybeti yasaklar.



“Ey inananlar! Zandan cok sakinin, zira zannin bir kismi gunahtir. Birbirinizin sucunu arastirmayin; kimse kimseyi cekistirmesin; biriniz olu kardesinin etini yemekten hoslanir mi?”
( Hucurat S�resi, 12)



Simdi insafla dusunelim: Giybeti ve su-i zanni bile yasaklayan bir din hic anarsiye, terore, haksiz yere adam oldurmeye musaade eder mi?

Mehmet Kirkinci www.sorularlaislamiyet.com

Ihtiyacim var sana..

Gecenin siyahi cokerken uzerime, aklin sinirlarini zorlayan
bir ciglikla
avaz avaz susuyorum..
Icime coreklenen olumun sessizligine inat, gogsumun tam
orta yerine gelip
patliyor cigligim..
Imkansizligin karsisinda canhiras bir cabayla tutunmaya
calisirken yasamin
takili kaldigim kiyisina, ellerimin boslugu sarmasiyla
sarsiliyor bedenim.
Sanrilarimin bir oyunumusun yoksa imkansizligin mi hayal
dunyamin kapilarini
zorluyor yine..bilmiyorum..
Icimdeki cesede dokunuyorum bir kez daha.. ellerimdeki kana
bakiyorum bos
gozlerle.. bir umut.. yokmu
Kafamin icinde binlerce ses.. susturamiyorum..susmuyorlar..
- Birak gitsin..
- yooo olmaz..
- birakirsam olurum..
- giderse yiterim
- Devam et..bosver her seye..
- Bak bu olur.. ama imkansizlik? ? O ne olacak?
Yanit Sessizlik..
Gece daha da siyahlasiyor.. dort duvar karanligin bogucu
kollarinda ariyorum
sanki huzuru..
Yitikligim bir kez daha hortlarken yattigi yerden, kaderimin pis
siritisi
midemi bulandiriyor..
Gidin basimdan.. yalniz birakin beni..
Yok mu sesimi duyan.. yok mu akan bu kani durduran..
Tiz bir ciglik yukseliyor bogazimin derinliklerinden..
Saatin tiktaklarina takiliyor beynimin gozleri..
Tik tak..tik tak..
Zamanin acimasizligi bu.. nasil da alay ediyor benimle..
Gozlerimin kenarinda olusan derin cizgileri hatirlatiyor
yeniden..
Aynanin karsisinda gordugum yansimaya bakiyorum tik tak'lar
uguldarken
beynimde..
Ne kadar zamanim kaldi?
Bazen diyorum ki her seyi birak bir kenara.. yasa yasayabildigin
herseyi..
Onume duvar gibi dikiliyor yine kahrolasi imkansizligin..
Hangi yone donsem carptigim bir duvar..
Kopasi basimi vursam bu duvara.. yikabilir miyim? ?
Hani sarkidaki gibi.. "Ben imkansiz asklar icin(mi)
yaratilmisim..."
Gozlerim karanliga teslim ediyor kendini.. son isik
kirintisida kayboluyor
yavas yavas..
Uyusam.. uyandigimda sen olsan yanimda.. keskeleri teslim
edemiyorum dunun
umursamazligina.. belkilerle yikilmiyor imkansizligin
duvarlari..
Seninle varolan gerceklik yikilasi bu duvarla anlamini
yitiriyor..
ben yine.. aykiri..bir..sizofrenim
engel olamiyorum degisime
Hayallerime birakma beni..
Sanrilarima teslim etme..
Tut ellerimi.. cek cikar beni..
Yik su duvari..
Sana ihtiyacim var
Ihtiyacim var sana..

Kurani Yakan Kiz

Arkadaslar ben gordum cok etkilendim sizlerle paylasmak istedim.google dan kurani yirtan kiz yazip By_SeSSiz_ i tiklayin goruceksiniz.dogru veya yalan diye yorumlar var fakat cok etkileyici.

Gulermisin aglarmisin

evlenmek isteyenler buraya

Evlenmek isteyenler buraya!

Her kadin ruyalarinin erkegini bulup evlenmek ister ama bu her zaman soylendigi kadar kolay olmaz. O zaman biraz kopya cekin ve erkeklerin ciddi iliski yasamak istedikleri bir kadinda aradiklari 10 ozellige goz atin.

1- Kendi hayatiniz olmali: Kendi ayaklari uzerinde durabilen ve sosyal hayatini erkek arkadaslarina gore duzenlemeyen kadinlar, kendilerine guvenen bir imaj cizerler. Bu da erkekleri en az dis guzellik kadar etkiler. Ustelik sadece erkek arkadasinizla degil, ailenizle, arkadaslarinizla ya da tek basiniza zaman gecirmeniz, iliskinizin dengesi acisindan da olumlu olacaktir.

2- Ilk adimi atan siz olmayin: Bu, uzerinde cok tartisilan ama sonuca varilamamis bir konu. Bu nedenle 'kacan kovalanir' kuralini izlemekte fayda var. Eger ilk adimi siz atar ve bulusmalari siz ayarlarsaniz, sizinle gercekten mi ilgileniyor yoksa firsati mi kacirmak istemiyor oldugunu asla ogrenemezsiniz.

3- Seksi olun, basit degil: Iliskinin ilk gunleri, flortun en yogun oldugu zamanlardir ama bu donemde ne fazla utangac olmalisiniz ne de fazla girisken... Asiri seksi bir giyim tarzi ya da toplum icinde asiri yakinlik gostermeler, elbette ki erkeklerin hosuna gider ama iliskiyi ciddiye almalarini da riske atar.

4- Seks icin bekleyin: Gunumuzde h�l� seks icin evlenmeyi bekleyenler cogunlukta. Azinlikta yer alanlardan olsaniz bile, ciddi iliski dusundugunuz bir erkekle birlikte olmak icin fazla acele etmeyin. Cunku seks sonrasi salgiladiginiz hormonlar, iliskinize oldugundan fazla anlam yuklemenize ve yanlis yonlenmenize neden olabilir.

5- Deger verdiginizi gosterin: Ona deger verdiginizi gostermek icin illa pahali hediyeler almaniza ya da kendinizi ona adamaniza gerek yok. Gunluk islerinde ona kucuk yardimlarda bulunarak da onu dusundugunuzu gosterebilirsiniz.

6- Onu destekleyin: Arkadaslarinin ya da patronunun onunde egosunu tatmin edecek sozler soylemeniz, her zaman ona destek oldugunuzu hissetmesini saglayacaktir. Yaptigi esprilere her zaman gulmeniz de ayni etkiyi yaratir.

7- Baski yapmayin: Gun icinde surekli onu aramak ya da gelecek planlari yapmak isteyebilirsiniz ama kendinizi tutun. Bu tarz davranislar, birlikte oldugunuz erkegin kendini kapana kistirilmis hissetmesine neden olabilir. Her seyi ona soylemek zorunda degilsiniz, onu kendi haline birakirsaniz zaten planlar yapmaya baslayacaktir. Tabii sizi gercekten istiyorsa...

8- Taviz vermeyin: Prensiplerinizden odun vermeyin ve yapilan yanlis davranislar karsisinda sessiz kalmayin. Eger aldatilmayi asla affetmeyeceginizi bilirse, kendinize duydugunuz saygi karsisinda onun da size duydugu saygi artacaktir. Ayni sekilde, evli ya da kiz arkadasi olan erkeklerle iliskiye girmeyeceginizi bilmesi de sizin icin arti olacaktir.

9- Iyi olani sececeginizi bilsin: Her zaman durust ve guvenilir oldugunuzu ve hayatinizda da boyle insanlara yer vermek istediginizi ona hissettirin. Eger siz gideceginiz yer hakkinda yalan soylemiyorsaniz, ondan da ayni davranisi beklemeyi hak ediyorsunuz ama onemli olan onun da boyle dusunmesi.

10- Ask kadini olun: Evlilik icin en onemli bagin ask oldugunu dusunuyorsaniz, bunu onun da bilmesini saglayin. Onunla para, guven ya da prestij icin beraber olmadiginizi bilmesi, size ve iliskinize olan guvenini artiracaktir.

Tesekkurler Kazen Ve Curly

Kazen daha once edildi mi bilmiyorum ve dogrusu arama geregi de duymadim cunku kendi duygularimi paylasmak istedim, ekledigin oyunlar icin sana ve eminim yardimi cok olmustur Curly e cok tesekkur ederim.Nette yuzlerce oyun sitesi var ama burada tanidigin insanlarla yarismak cok farkli, cok zevkli..Ellerinize, emeginize saglik..

Aklinizda Tuttugunuz Herhangi Bir Nesneyi 26 Soruda Biliyor!!!

www.dingobeta.com


Aklinizdan bir nesne tutyorsunuz ve size sorular sorarak tuttugunuz nesneyi bulmaya calisiyor.. Ben matara tuttum bulamadi, gomlek tuttum buldu :D
e-mailinizi ve sifrenizi yazmanizda bir sakinca yok!!!
hadi bakalim kolay gelsin..:icelim:

Einstein'in torunu Lewinter Istanbul'da

Albert Einstein'in torunu Oswald LeWinter "Arzin Merkezinde Bulusmalar" konferansi icin Istanbul'a geldi. THY'nin tarifeli seferiyle Frankfurt'tan Istanbul'a gelen Unlu sair Turk dilini ve edebiyatini ovdu. Lewinter bir Turk arkadasi vasitasiyla Turkce, Turk Edebiyati ve siyasi gelismeleri sik sik konustuklarini belirterek, "Turkce ogrenmek icin yasliyim. Almanya'da yasadigim yerde bir Turk arkadasim var. Onunla Turkce, Turk Edebiyati ve siyasi gelismeler hakkinda sik sik konusurum. Bunun dil gelisimime faydasi var. Eger 15.16. yuzyil Turkcesi olmasaydi, bugun Aristotales olmayacakti. Cunku onun yazilari Iskenderiye'de yakildi. Turkler, Arapca'dan tekrar cevirdi. Bu sayede bundan yararlaniyoruz" dedi.

Orhan Pamuk'u tanimadigini ifade eden sair, "Ancak Turk Edebiyati'nin en az 2500 yillik, Turk Dili'nin de en az 8500 yillik gecmisi var. Turk dilinde cok az yabanci kelime var. Dunyanin var olan en saf dillerinden biri. Artik Turk dilinin ve edebiyatinin cok iyi bir odulle onurlandirilma vakti gelmisti. Bu da Orhan Pamuk'a denk geldi" diye konustu. 3 Aralik Pazar gunu, saat 14.00'de Cemal Resit Rey Konser Salonu'nda duzenlenecek konferansta, unlu bilim adami Albert Einstein'in sair torunu Oswald LeWinter, Turkiye'nin en buyuk sairlerinden Ilhan Berk'le bulusacak.

Gectigimiz yil 75. yas gununu kutlayan Oswald LeWinter, olaganustu yasantisi ve sairligiyle dikkati ceken ilginc bir kisilik. 50'li yillarin sonu ve 60'larin basinda son derece etkili bir siir yasamina sahip olan LeWinter, 1959'da Coolbright odulunu, William Carlos Williams'in elinden alip Pulitzer'e aday gosterilmesinin ardindan 1962 yilinda Asher odulunu almis ve 1997 yilindaki Rilke Odulu'ne dek yapitlarini yayinlama surecine son vermisti.

Butun Uyelere Selam...

Herkese Merhaba.
Bu forumu tesadufen buldum ve iyi ki de rastlamisim.Icerigi hosuma gitti ve biraz goz atip uye msj.'larinida okuyunca sicak bir ortam oldugunu gordum ve araniza katilmaya karar verdim :1rolleyes: .

1,5 yasinda oglum :emir_bebek: var. Istanbul'dan yaziyorum. Umarim guzel bir seyler paylasiriz. Herkese tekrar selamlar ve saglik dolu gunler...

Iste Mustafa Kemal ATATURK'un Islâm Dini Konusundaki Gorusleri

Ataturk'un din anlayisi ve din konusunda izledigi politika, yillardir bazi carpik yorumlarin ve yanlis anlamalarin hedefi olmus bir konudur. Kendi materyalist felsefelerini Ataturk'e mal ederek mesrulastirma cabasi icine giren bir kisim din aleyhtari marksist cevreler, Buyuk Onder'in laiklik ilkesini "din aleyhtarligi" gibi yorumlamaya calismislardir ve halen de bu cabayi surdurmektedirler. Oysa tarihsel gercekleri, Ataturk'un dine bakisini ve uyguladigi din politikasini inceledigimizde cok daha farkli bir tablo ile karsilasiriz: Ataturk, hem son derece samimi bir dindardir, hem de Turk milletini ayakta tutan degerlerin basinda gordugu dinin toplum tarafindan anlasilmasi ve dogru uygulanmasi icin buyuk bir caba gostermistir. Buyuk Onder, bircok konusmasinda, samimi ve icten bir sekilde Allah'tan, Islam'dan ve Kuran'dan saygi ve baglilikla bahsetmistir. Hz. Peygamberimizi ovmus ve Turk milletine, gercek dine sarilmayi ve daha dindar olmayi tavsiye etmistir. Ataturk, 7 Subat 1923 tarihinde, Balikesir'deki Pasa Camii'nde verdigi hutbede kendisini dinleyenlere Islam'in yuceligini soyle aciklamistir:
"Ey millet, Allah birdir, sani buyuktur. Allah'in selameti, sevgisi uzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafindan insanlara dini gercekleri duyurmaya memur ve elci secilmistir. Bunun temel esasi, hepimizce bilinmektedir ki, Yuce Kuran'daki anlami acik olan ayetlerdir. Insanlara feyz ruhu vermis olan dinimiz son dindir. En mukemmel dindir. Cunku dinimiz akla, mantiga, gercege tamamen uyuyor ve uygun dusuyor." (Ataturk'un Soylev ve Demecleri, cilt 2, S.93)

...ASAGIDAKI SOZLER DE MUSTAFA KEMAL'E AIT...

"Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hicbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanindan cekip alamamistir ve alamaz." (Ataturk'un Soylev ve Demecleri, cilt 2, sf. 66)

"Buyuk bir inkilap yaratan Hazreti Muhammed'e karsi beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koydugu fikirleri, esaslari korumakla tecelli edebilir." (Semsettin Gunaltay, Ulku Dergisi, sayi 100, sf.4)

"Camilerin mukaddes minberleri halkin ruhi, ahlaki gidalarina en yuksek, en verimli kaynaklardir. Minberlerden halkin anlayabilecegi dille ruh ve beyne hitap edilmekle muslumanlarin vucudu canlanir, beyni temizlenir, imani kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Ataturk'un Soylev ve Demecleri, cilt 1, sf. 225)

"Butun dunyanin muslumanlari Allah'in son peygamberi Hz. Muhammed'in gosterdigi yolu takip etmeli ve verdigi talimatlari tam olarak tatbik etmeli. Tum muslumanlar Muhammed'i ornek almali ve kendisi gibi hareket etmeli; Islamiyet'in hukumlerini oldugu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu sekilde insanlar kurtulabilir ve kalkinabilirler. (Nedim Senbai, Ataturk, A.U. Dil, Tarih, Cografya Yay., sf. 102, 1979)

YORUM:
Ataturk'un "dinsiz milletlerin devamina imkan yoktur" sozuyle, Islam'in Turk Milleti'nin bekasi icin tasidigi onemi vurguladigi, bilinen bir gercektir. Tarihsel ve toplumsal gerceklere baktigimizda, bu sozun cok dogru oldugunu acikca goruruz.
Bir milletin fertlerini birbirine kenetleyen en guclu bag dindir. Tarih, ne kadar zor sartlar altinda olursa olsun dini ve milli degerlerine sahip cikan milletlerin her zaman ayakta durabildigine dair sayisiz ornekle doludur. Diger taraftan dini baglari zayif, hatta dinsiz toplumlar tarih sahnesinde cok kisa sureler boyunca yer alabilmisler ve zaman icinde asimile olup gitmislerdir.
Peki bunun sebepleri nedir?
1) Din, bir ahlak sistemi ve yasayis bicimidir. Insanlara dogruyu ve yanlisi acik olarak ogrettiginden dolayi, dini degerlere sahip biri, iyiyle kotuyu birbirinden ayirmasini bilir. Dinin var olmadigi bir ortamda ise yardimlasma, durustluk, hosgoru, adalet, fedakarlik gibi degerlerin hicbirinden soz etmek mumkun olmaz. Din yoksa, ahlak da yoktur; durustluk, fazilet, adalet de yoktur. Bu, kuskusuz toplumun curumesi ve yok olmasi anlamina gelir.
2) Insani insan yapan ahlaki degerler gecerliligini yitirdigi ve yok oldugu taktirde, toplumun her kesimi ve her ferdi bundan nasibini alir. Her birey sadece kendisini umursayan ve diger hic kimseyi onemsemeyen birer ayri "parca" haline gelir. Tumuyle dini bir kurum olan aile ve yine kaynagi din olan evlilik muessesesi ortadan kalkar.
3) Bu cark bir kere islemeye basladigi taktirde, devletin oturmus duzenini ve milletin yerlesmis dokusunu da akil almayacak sekilde tahrip eder. Cunku devlete baglilik, vatan sevgisi gibi ustun vasiflar yine dini inanclarin sonucunda gelismis ozelliklerdir. Dini olmayan, dolayisiyla vicdani duygulari gelismemis bir insanin milletini, bayragini sevmesi, devletine hizmet suuru icinde calismasi, karsilik beklemeden gece gunduz vatani icin nobet beklemesi elbette dusunulemez.
4) Dine inancin ortadan kalkisinin bir baska tehlikeli yonu, insanlarin yavas yavas psikolojik sorunlara maglup olmaya baslamasidir. Suc oranlarindaki artis, icki ve uyusturucuya yonelis, fuhus patlamasi, huzursuzluk ve catisma ortami toplumun psikolojik acidan yiprandiginin en somut alametleridir. Sosyal adaletsizlik ve ekonomik sikintilarla beslenen bu gerilim, kisa sure icinde adeta toplumsal bir cinnete donusur ve bunun sonucunda da toplum parcalanir.
5) Dini degerlerin, marksizm, anarsizm gibi bolucu ve terorist ideolojilere karsi en saglam engeli teskil ettigi tarih boyunca bircok tecrubeyle kanitlanmistir. Dini degerlerin ortadan kalkmasi halinde, kokeni marksist ideolojiye dayanan anarsi ve terorun hortlamasi, teror orgutlerinin guclenerek taraftar toplamasi ve milli birligimizi tehdit etmesi kacinilmaz olacaktir.
Ornegin Turkiye'yi ele alacak olursak, Dogu ve Guneydogu Anadolu'daki dindar vatandaslarimiz, komunizmin dine buyuk bir dusmanlik besledigini bilmekte, komunizmden ve dolayisiyla bolucu komunist orgutlenmelerden uzak durmaktadirlar. Nitekim, bunun bilinciyle devletimiz de bu bolgede, halkin dindar olmasini ve dini degerlerini muhafaza etmesini tesvik etmektedir.
Tum bunlara ve Ataturk'un belirttigi "dinsiz milletlerin devamina imkan yoktur" sosyolojik gerceginin tarihteki somut delillerine dayanarak soyleyebiliriz ki, Turkiye'nin bekasi icin dini kimligimizin korunmasi ve guclendirilmesi hayati oneme sahiptir.
Buyuk Onder Ataturk'un tespit ettigi bu gercek, gelecegimizin de sekillenmesinde buyuk rol oynayacaktir. 2000'li yillari modern, cagdas ve refah duzeyi yuksek bir Turkiye olarak karsilamak isteyenler, bunun ancak dini kimligimizin korunmasi ile gerceklesebilecegini bilmelidirler.

Ozel Cocuklara OZEL Siirler...

SESSIZLIGIM


Zihnim bombos
Dusuncelerim ucusuyor
Konusmalarimsa cogu kez anlamsiz
Annem kim babam kim
Zihnimi bir turlu toparliyamiyorum
Bu cok yipratici
Cogu zaman sinirleniyor
Cogu zaman da kusuyorum
Davranislarimdaki bilinmezlikle
insanlari uzuyorum
Lutfen bana yardim edin
Ben anlasilmaz biri degilim
Biraz sevgi, ilgi ve cabaniz ile
Pek cok seyi basarabilirim


Derya DOGAN