17 Haziran 2007 Pazar

Allah,kainati Yaratmadan once Ne Yapiyordu?

Allah, kainati yaratmadan once ne yapiyordu?

Allah zamandan munezzeh oldugundan onun hakkinda, “kainat yaratilmadan once” diye belirtilen bir zaman soz konusu degildir. Allah’in boyle bir zaman dilimi icinde faaliyet gostermesi de dusunulemez.

Zaman ancak yaratiklar icin soz konusudur, zaman icinde is gorenler ancak yaratiklardir. Ancak soruyu soyle sormak mumkun olabilir: “Ezelde Allah vardi, onunla beraber hicbir sey yoktu. O h�lde ezelde Allah ne yapiyordu?” Bu soruya kisaca, “Kendi cemal ve kemalini bizzat kendisi musahede ediyordu.” seklinde cevap verilir. Gaybi ancak Allah bilir.

Bu sorunun temelinde zaman ve ezel kavramlarinin, yanlis anlasilmasi ve karistirilmasi soz konusudur. Insan, zaman ve mek�na kayitli olarak yasadigi icin her hadise ve hakikati zaman olcusune gore degerlendirmekte, kayitli kendi icerisinde yasadigi zamani, evveli olmayan bir surecle (ezel) karistirmaktadir. Iste yukaridaki soru, boyle bir yanlis degerlendirmenin sonucudur.

Zaman, varliklarin bir tertip ile ve birbiri ardinca yaratilmasi ile ortaya cikan soyut bir kavramdir. Butun varliklarin yaratilmasi, degisip baskalasmalari, yok olup son bulmalari, hep zaman nehir icinde gerceklesir. Allah’in, sonsuz kuvvet ve kudretiyle yokluk �leminden varlik sahasina cikarilan butun varliklar, zaman nehrinde hic durmadan akarlar. Gecmis zaman, gelecek zaman ve simdiki zaman kavramlari nispidirler, birbirlerine gore bu isimleri alirlar. Bu gun dunun yariniydi, yarinin ise dunu olacak.

Ezel kavramina gelince o, zaten, zaman itibariyle bir sonsuzluk demek degildir. Zaman, devir, asir, yil, ay, gun, saat, saniye, an gibi dilimlere bolunebildigi h�lde, ezel icin boyle bir taksim soz konusu degildir. Ayni zamanda ezel, bir baslangic noktasi olarak da dusunulemez.

“Allah vardi, baska hicbir sey yoktu.” (Hadis-i serif). Zaman ise, mahlukatin yaratilmasi ile basladi. Su h�lde zaman kavrami, gecmise dogru ne kadar uzatilirsa uzatilsin, Allah’in ezeliyeti ile karsilastirilamaz .

Ancak soruyu soyle sormak mumkun olabilir: “Ezelde Allah vardi, onunla beraber hicbir sey yoktu. O h�lde ezelde Allah ne yapiyordu?” Hemen sunu ifade etmek gerekir ki; Allah ezelde bir sey yapmaya -hasa- mecbur olmadigi gibi, bir sey yapmamasi da onun icin bir eksiklik degildir. Zira o, mahlukati yaratmasa da sonsuz kem�ldedir. Mevcudati yaratmasiyla kemalinde bir artma, yaratmamasiyla bir eksilme soz konusu degildir.

Bu aciklamadan sonra, soruyu iki sik icerisinde cevaplayalim: Allah, ezelde kendi cemal ve kemalini bizzat kendi musahede ediyordu. Allah’i kemaliyle bilmek yine ona mahsustur. Zira, Mirac hadisesi ile Allah’i bizzat musahede eden Efendimiz (asm.), “Seni gerektigi gibi bilemedim.” demistir.

Allah, ezelde, isim ve sifatlarinin tecelli yeri olacak varliklarin mahiyet ve hakikatlerini, huviyetlerini, pl�n ve programlarini, manev� miktar ve suretlerini ezel� ilminde takdir ve musahede etmekteydi. Allah, lutuf ve keremi, rahmet ve merhametiyle, ilmi dairesindeki mahiyet ve hakikatlere, harici vucut giydirmeyi istedi. Ve ‘ol’ emrini verip mahlukati yaratti. Bu yaratma fiili, mahlukat icin, bir ihsan, bir lutuf ve bir ikram idi.

Allah’in hem kendi kemal ve cemalini seyretmesinde, hem de varliklarin manev� pl�n ve programlarini yapmasinda, onlari ezel� ilminde takdir etmesinde bir zaman ve muddet soz konusu degildir. Yani bunlar bir zaman silsilesi icerisinde dusunulemez. Ezeldeki bu musahede, bu tanzim ve takdir, insan aklinin anladigi anlamda bir takdir ve tanzim degildir. Allah’in zati mahlukatin zatlarina, fiilleri mahlukatin islerine benzemedigi gibi Il�h� takdiri de insanin anladigi manada bir programlama degildir.

Mehmet Kirkinci www.sorularlaislamiyet.com

www.nurpenceresi.com

0 yorum: