17 Nisan 2007 Salı

kadinlar uzerine

*Bir kadin kisik sesle konusuyorsa birsey istiyor demektir. Sesini
yukseltiyorsa bilin ki istedigini elde edememistir...

Anonim

Karisi guzel olan adam mutlu olur. Guzel olmayan ise filozof...

Sokrates

Bir erkek olurken kipirdayan son yeri, kalbidir. Bir kadin olurken,
dili...

George Chapman

Erkek hissettigi, kadin gorundugu yastadir.

Moltimer Collins

Kadin pesinde kosmanin zarari yoktur. Zarari veren onlari yakalamaktir.

Jack Davies

Bir suru erkek basarisini ilk karisina borcludur. Ikinci karisini da
basarisina.

Jim Backus

Kadina inanan, kendini aldatir. Inanmayan da kadini aldatir.

Cin Atasozu

Zengin dullar bir gozleriyle aglarlar , oburunu kirparlar.

Miguel De Cervantes

Kadin psikolojisini otuz yildir incelememe ragmen buyuk soruya cevap
bulamadim. Gercekte kadinlar ne istiyor?

Sigmund Freud

Bir kadin ayni zamanda hem sevdali, hem anne olamaz...

Andre Aurois*

kanuninin fransa fermani

Fransizlar Sarlken karsisinda aciz kalinca Osmanli'dan yardim istediler. Kanuni'nin Ocak 1526'da Kral Fransuva'nin yardim istegine karsi gonderdigi ferman Fransa'nin icine dustugu acizligi gozler onune seriyordu....

Kanuni Sultan Suleyman zamaninda, Avrupa'da buyuk bir mucadele cereyan ediyordu. Habsburg Imparatorlugu akrabalik baglariyla Avrupa'nin onemli bir kisminda h�kimiyet kurmustu. Italya, Ispanya, Avusturya, Almanya ve Macaristan gibi ulkeler dolayli veya direkt olarak Habsburg Imparatorlugu'na bagliydi. Habsburglar'in onunde direnen tek guc Fransa ve Ingiltere idi. Osmanlilar'in Avrupa'daki bu mucadeleye karismalari siyasi dengenin yeniden kurulmasini sagladi.
Kutsal Roma-Cermen Imparatoru Sarlken, Fransa Krali Fransuva'yi 24 Subat 1525'te Kuzey Italya'da Pavia Muharebesi'nde maglup edip, esir aldi. Fransizlar, Sarlken karsisinda aciz kalinca, o donemde Hiristiyanligin en buyuk dusmani olarak kabul edilen Osmanlilar'dan yardim istediler. Kanuni'nin Ocak 1526'da Fransuva'nin yardim istegine karsi gonderdigi ferman Fransa'nin icine dustugu acizligi gozler onune seriyordu...

AVRUPA'NIN HARITASINI BIZ CIZDIK

16. yuzyilda Fransa, Hollanda ve Ingiltere gibi milli monarsiler, Osmanlilar'in, Habsburglar'a karsi mucadeleye girmesiyle hayat hakki bulabildi. Nitekim 1532'de Fransa Krali Fransuva, Venedik elcisine Sarlken'e karsi Osmanlilar sayesinde guvence altinda oldugunu soyluyordu. Osmanlilar, Fransa'yi asker gondererek, para vererek veya ticari iliskilerle Habsburglar'a karsi kuvvetlendirdiler. Kanuni 1533'de Fransa Krali'na, Sarlken'e karsi Ingiltere ve Alman prensleri ile bir ittifak yapmasi icin 100 bin altin gondermisti.
Kanuni Sultan Suleyman, 1543'te Macaristan uzerinden Habsburglar'in uzerine yururken Barbaros komutasindaki Osmanli donanmasi Fransizlar'a yardim icin Marsilya'ya gitti. Barbaros, Ocak 1543'te Marsilya'ya ulasti ve buyuk torenlerle karsilandi. Osmanli donanmasi o kisi Fransa'nin Toulon sehrinde gecirdi. Bahar geldiginde Osmanli donanmasi Ispanyollar'in elindeki bircok kaleyi alip, Fransizlar'a verdi. Ispanyol donanmasi Barbaros'tan korktugundan yardima gelememisti. Osmanli donanmasi kisi, yine Toulon'da gecirdi. 1544 Bahari'nda harekat yeniden basladi. Barbaros, ele gecirdigi topraklari Fransizlar'a verdikten sonra Istanbul'a dondu.
Fransuva'dan sonraki Fransiz krallari da Habsburglar karsisinda Osmanlilar'dan yardim almaya devam ettiler. 1569'da Fransa'ya verilen ticari imtiyazlardan sonra Osmanli topraklarinda ve nufuz bolgelerindeki ticaret bu ulkelerin ekonomik acidan kuvvetlenip, buyumesine sebep oldu. Osmanli tarihciliginin en onemli ismi Halil Inalcik hocamiz, Ingiliz ve Fransizlar'in gerek imparatorluk topraklarindan aldigi hammaddelerin, gerekse ulkelerinde imal ederek Osmanli ulkesinde sattiklari urunlerin kapitalizmin gelismesinde onemli rol oynadigini soyler.

AVRUPA'DA TURKLERE YER YOK

1589 ile 1610 arasinda Fransa tahtinda bulunan Dorduncu Henri zamaninda, Fransa'da kralligin otoritesi yeniden tesis edildi. Ulke ekonomisi bir duzene sokuldu. Dorduncu Henri, Fransa icin hayati onem arzeden Osmanli Imparatorlugu ile ticari ve siyasi iliskileri devam ettirdi. Ancak bizimle gorunurde dost olan Fransa Krali Dorduncu Henri eline gececek ilk firsatta bizi arkadan vurmayi planlamisti. Avrupa Birligi'nin ilk fikir babalarindan olan Fransa Krali, Habsburg Imparatorlugu'nu dagitip, muttefiki olan Turkler'i Asya'ya surdukten sonra Rusya'nin disarida birakildigi yeni bir Avrupa kurmayi tasarlamisti.
Fransizlar, Osmanlilar'dan aldiklari destek sayesinde ayakta kaldiklarini cabuk unuttular. 17. yuzyilin ortalarindan itibaren bir taraftan Osmanli Imparatorlugu'nun nimetlerinden istifadeye devam ederken, diger taraftan aleyhimize calismaya basladilar. Fransa, Gunes Kral lakapli Fransiz hukumdari 14. Louis zamaninda Girit'te Osmanlilar'a karsi savasan Venedikliler'e yardim gonderdi. Daha sonra da bir numarali dusmanlari olmasina ragmen Avusturya'ya bile Osmanli karsisinda yardim etti. Sadrazam Fazil Ahmed Pasa, 1663'te Avusturya seferinde Uyvar'i fethetti.
Viyana'nin surlari ve tahkimati zayif oldugu icin fethe uygun durumdaydi. Osmanli ordusu, Sengotar'da Avusturya kuvvetleri tarafindan karsilandi. Meydan muharebesinin baslarinda Osmanlilar ustunlugu ele gecirdiler. Ancak bu muharebe icin Avusturya'ya hic ummadiklari bir ulkeden yardim gelmisti. Avusturya ordusuna yardima gelen Fransiz birliklerinin muharebeye mudahalesi, Avusturya'yi bozgundan kurtardigi gibi savasi aleyhimize cevirdi.


ISTE O FERMAN
Ben ki sultanlar sultani, hakanlar hakani hukumdarlara tac veren Allah'in yeryuzundeki golgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'in ve Sam'in ve Halep'in ve Misir'in ve Mekke ve Medine'nin ve Kudus'un ve butun Arap diyarinin ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultani ve padisahi Sultan Bayezid Han oglu Sultan Selim Han oglu Sultan Suleyman Han'im. Sen ki Fransa vilayetinin Krali Fransuva'sin.
Hukumdarlarin sigindigi kapima elcinizle mektup gonderip, ulkenizi dusman istila edip, su anda hapiste oldugunuzu bildirip, kurtulusunuz konusunda bizden yardim talep ediyorsunuz. Soylediginiz her sey dunyayi idare eden tahtimizin ayaklarina arz olunmustur. Her seyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir sey degildir. Gonlunuzu hos tutup uzulmeyesiniz. Boyle bir durumda atalarimiz dusmanlari maglup etmek ve ulkeler fethetmek icin seferden geri kalmamislardir. Biz de atalarimizin yolundayiz ve daima memleketler ve alinmaz kaleler fetheylemekteyiz. Gece gunduz daima atimiz eyerlenmis ve kilicimiz belimizde kusatilmistir. Yuce Allah hayirlara bagislasin. Allah'in istedigi ne ise olur. Bundan baska haberleri gonderdiginiz adaminizdan ogrenesiniz. Boyle biliniz

astronot temel

3 astranot uzaya gidecek. Bunlardan biri Alman biri Ingiliz biri de bizim
Temel.


Bunlar yillarca gelmiyecekleri icin en onemli ihtiyaclarini sorarlar. Alman
bana sarisin, esmer, kumral hatun der. Ingiliz bana bol bol icki der. Bizim
Temel baaa bol bol cigara der. Istekler temin edilip uzaya firlatilirlar.


Aradan yillar gecer 3 astronot geri donuyorlar. Tabi aileler merakla
bekliyor. Once Alman iniyor dalyan gibi Alman olmus igne iplik. Sonra
Ingiliz iniyor Adam zil zorna sarhos. Tabi ki sira Temele geliyor. Temel
kapida gorunur gorunmez bi firliyor agzinda cigarayla:
- "Allahini seven baaa ates versuuun."

Gittin

Gittin...
Ben, arkandan sadece baktim.
Oysa; soyleyecek o kadar cok seyim vardi ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa icimde yitirecegim hepsini.
Gidersen sonecek icimdeki ates
ve bir daha hic kimse yakamayacak.
Gidersen karanliga mahkum edeceksin gunlerimi
O karanlikta yolumu kaybedecegim" diyecektim sana.

Konusamadim...




Gittin...
Gidisini gormemek icin gozlerimi kapattim
Oylesine acidiki icim, tutup koparsalardi kolumu
bacagimi bu kadar aci duymazdim.
Acim yas olup akmaliydi gozlerimden.

Aglayamadim...




Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmakti, tutkum teninde erimek,
tutkum hayati seninle sadece paylasmakti.

Anlatamadim...




Gittin...
Gidisini onlemek icin tutmak vardi ellerinden
Ellerim degil miydi her dokunusumda seni urperten?
Urperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek icin biriktirdigin butun cesaretin kaybolurdu.

Tutamadim.


Gittin...
Oysa geldigin gun gidecegini biliyordum
Hazirdim gidisine,
Kacak zamanlari yasiyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidisinin ertesi gunu
Hayatima kaldigim yerden yeniden baslayacaktim.

Baslayamadim...




Gittin...
Bir sey soyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni donecegim" diye umut verdin mi?
Beynim oylesine ugulduyorduki.

Duyamadim...




Gittin...
Nereye gittigin onemli degildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre otemde de farketmiyordu.
Artik yoktun ve asil bu dusunce beni felc ediyordu.
Kurtulmaliydim senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmaliydim.

Kurtulamadim...



Gittin...
Unutulanlarin arasina katilmaliydim
Anilari bir sandiga koyup
hayati bir yerinden yakalamaliydim.
Bu ask noktalanmaliydi, bu sevdadan vazgecmeliydim.

Yapamadim...




Gittin...
Bir okyanusun ortasinda
tek kuregi kaybolmus sandalda
Dev dalgalarla bogusan bir denizciyim simdi.
Bil ki; sevmekten vazgecmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdani da tasiyacagim yuregimde,

Bil ki; seni Unutamadim...

hayatin anlami

Adamin biri hayatin anlamini ariyordu.Dunyada dolasmadigi yer sormadigi kimse kalmadi ama bir turlu tatmin olamiyordu.Yolda bir adamla karsilasti ona da sordu ama yine tatmin olamadi.Adam;su karsi daglarin ardinda bir bilgenin yasadigini ve birde ona sormasini soyledi.Adam bilgenin yanina gitti.Bilgem dedi ben hayatin anlamini ariyorum bana yardimci olurmusun .Bilge gulumsedi ve adamin eline bir cay kasigi verdi icini zeytin yagi ile doldurdu.Bunu al ve bahcemin etrafinda turla yagi dokmeden geri getir dedi.Adam butun bahceyi yaga bakarak turladi bilgenin yanina gitti.Bilgem dokmeden getirdim dedi.Bilge peki etrafta ne gordun dedi .Adam hicbirsey dedi.Bilge olmaz diye cevap verdi.Git birdaha dolas ama etrafina bakarak turla.Adam dolasirken bilgenin harika bir bahcesi oldugunu farketti.Hic gormedigi guzellikte cicekler,agaclar vardi.Hayranlikla etrafina bakarken kasiktaki yagi doktu.Bilgem dedi ne kadar harika bir bahcen varmis cok etkilendim fakat ben etrafa bakarken yagi doktum dedi.Bilge gulumsedi'ISTE HAYATIN ANLAMI' budur dedi.

Ofkemizi nasil kontrol edebiliriz?

Ofkemizi nasil kontrol edebiliriz?

Kizgin olmak mutlaka hiddet gostermek anlamina gelmemektedir. Yasadigimiz kizginlik cogu kez siddet ogesi icermez, hatta kontrolumuz disina bile cikmaz. Kizginlik basit bir irkilme, sikinti hissi ya da gunluk problemlere verdigimiz tepki olarak kendini gosterebilir. Bununla birlikte kizginligin; iliskilerimize ve sagligimiza zarar verdigi unutulmamalidir.

Kizginlik gerektigi gibi kontrol edilmese hayatimiz boyunca bizimle kalabilir. Bir iliskiden digerine tasinir. Ayni zamanda kizginlik hissini DOGRU YONLENDIREBILIRSEK belki de uretkenligimizi tam kapasite kullanmamiza yarayabilir.

Goreceli kizginlik

Kizginlik durumlarinda her birimiz tepkilerimizi bize zamaninda ornek model olusturmus ve su an kizginligimizla bas etmemizi zorlastiracak belli davranislar uzerine insa ederiz. Ornegin; ailemizde kizginlikla basa cikma yolunun bagirip - cagirmak olduguna tanik olduysak buyuk ihtimalle biz de bu gibi durumlarda benzer tepkiler veririz.

Kizginliktan kurtulma yontemleri

1. Geri cekilme; eger kizginligimizi geri cekilme yontemiyle engelleme gayreti icindeysek sorumluluklarimizi yerine getirmiyor ve kendimizi hayatin getirdiklerinden uzak tutuyoruz demektir. Bu; kizginlik ve engellenme hissine yol acabilir.

Gerekenler;
a) Kucuk basarilar icin kendimize odul vermeli
b) Korkularimizi listelemeli, basari halinde odullendirmeli
c) Yapilmasini istedigimiz seyi gozumuzde canlandirmali ve bunun yararlarini hissetmeye calismali.

2. Icsellestirme; Eger kizginligimizi icsellestirme yontemiyle engelleme gayreti icindeysek kendi kendimize sadece gucenme ve kizginlik olusturmakla kalmayip, ayni zamanda buyuk olasilikla baskiyi hafifletmek icin buyuk miktarda stres de yapiyoruz demektir.

Gerekenler;
a) Icimize attigimiz duygularin bazilarini kagida dokmeli.
b) Baskalarinin ne dusunecegi ile ilgili olarak fazla kafa yormamali.

3. Patlama; eger kizginligimizi patlama yontemiyle engelleme gayreti icindeysek sucun ve sorumlulugun yonunu degistirip kizginligin baska bir kisiye bosaltilmasi yolunu seciyoruz demektir.

Gerekenler;
a) Bu patlamalari tetikleyen duygularin farkina varilmali.
b) Kendimizi daha iyi ifade etmek icin neler yapilabilecegi dusunulmeli.

4. Kontrol; eger kizginligimizi kontrol yontemiyle engelleme gayreti icindeysek her seyi kontrol etmeye ve her tur muhtemel sorunu planlamaya calisiyoruz demektir. Kisinin kendisine ait dunyasinin baska biri tarafindan planlanmasi cok sikinti yasatir ve bunun sonucunda kizginlik dogar. Etrafimizdaki sorunlarla ilgilenmeye calismak kendimizi yorgun ve engellenmis hissetmemize neden olacaktir.

Gerekenler;
a) Tum oncelikli isleri ve gorevleri degerlendirmeli.
b) Kontrolu kaybetme korkusuyla yuzlesmeli.
c) Bizi bu davranisa yonelten inanc ve duygularimiza bakmali.


Bedenimiz ve ofke

Bizi kizdiran faktorlerin buyuk kismi asagidaki gibi siniflandirilabilir;


ADALETSIZLIK - ACI - HAYAL KIRIKLIGI – SIKINTILAR

Yukaridaki durumlarla karsi karsiya kaldigimizda baslayan gerginlik hali ofkelenme surecinin ilk safhasidir. Ofkenin artmasi; kan sekerinin yukselmesi, nabzin ve kan basincinin artmasi, kesik ve zor nefes alma, bas agrisi ve terleme gibi fiziksel etkilere yol acar. Bu etkiler daha sonra depresyon, cokuntu, asabiyet ve endise gibi duygusal problemlere yol acabilir.

Kronik ofkenin yol actigi toplumsal etkiler ise; Is yapamaz hale gelme, tatminsizlik, surekli mahkemelik olmak, zayif iliskiler, sik sik is degistirmek ve kaza yapmak sayilabilir.

Oneriler:
1. Kizginliginiza neyin yol actigini bilin - inanc ve degerlerinizi taniyin.
2. Bu duyguyu henuz yogunlasmadan degistirmeye karar verin.
3. Size uygun olan birini bulana kadar yeni yaklasimlari deneyin.
4. Onlemek istediginiz davranisi goz onunde canlandirin.
5. Durumu nasil daha iyi ele alabileceginizi kesfedin - gecmisi unutun.
6. Yapici davranisinizla tutarci olun.


Kurumlarda ofke

Bir yonetici ya da lider isek davranislarimiz etrafimizdaki insanlar icin onem tasir. Etkili liderlik uretken ve mutlu calisanlar icin ortam hazirlar.

Is yerinde sureklilik gosteren sorunlar mevcut oldugunda, kurumlar ofkenin hakim oldugu bir ortama dogru suruklenirler.

Gurup kizginligina neden olabilecek sorunlar;

1. Gozetim eksikligi.
2. Adam kayiran yoneticiler.
3. Itibar gormemek.
4. Asiri calisma.
5. Iletisim eksikligi.
6. Otoritenin yanlis kullanimi.
7. Dinlemeyen ve soz hakki vermeyen yoneticiler.
8. Egitimsizlik.
9. Hedefsizlik.
10. Zayif planlama.

Calisanlar; Kurumun kendilerinden daha onemli oldugunu ve ihtiyaclarinin daha az onemsendigini algiladiklarinda motivasyonlarini kaybeder ve ofkelenirler. Ihtiyaclari kurumun ihtiyaclari ile butunlestirildiginde ise hem kurum hem de calisanlar daha uretken hale geleceklerdir.

Onlem teknikleri

- Kendi tavrinizi inceleyin.
- Gurup tartismalarina yer verin.
- Katilimi tesvik edin.
- Canli tutun.
- Ulasilabilir olun.
- Adil ve tarafsiz disiplin uygulayin.
- Itibar gosterin.
- Beklentilerinizi ve Hedeflerinizi aciklayin.

Bayan Tipleri...

Bayan "Harbi Kiz"

Sunlari Soyler : "Ahh boks macina bilet mi aldin! Harikasin beee!!!"
Halk Dilinde Isimleri : Delikanli Kiz, Baci.
Avantajlari : Kafadengi, eglenceli.
Dezavantajlari : Bu tipler genellikle erkek gibi yapili guclu kuvvetli olurlar. Kafasini bozarsaniz, hakkinizda pek hayirli olmaz...

Bayan "Ciyak Ciyak"

Sunlari Soyler : "Seni serseeeeeeem!!!! Gel burayaaa!!! Cabuk soyle bu saate kadar nerdeydiiiiiinnnnnnnn?"
Halk Dilinde Isimleri : Cadaloz, Basbelasi.
Avantajlari : Kendince size ilgi gosteriyor iste daha ne...
Dezavantajlari : Surekli kafaniza biseyler firlatir, ucan tekme savurur...

Bayan "Mizmiz"

Sunlari Soyler : "Aaah basim.. ayagim.. ayyy mideme agri saplandi."
Halk Dilinde Isimleri : Miyminti, Uyuntu, Karin agrisi.
Avantajlari : Sayesinde anatomi ve tip bilginiz gelisir.
Dezavantajlari : Bulasicidir!

Bayan 'Patron'

Sunlari Soyler : "Cabuk kalk!! O kravat olmamis cikar baska bir tane tak!! Saclarini biraz kestir!! Git para kazan!"
Halk Dilinde Isimleri : Cokbilmis, Mudire Hanim, Diktator, Terminator!
Avantajlari : Cogunlukla dogrulari soyler.
Dezavantajlari : Yahu dogrulari soylese ne oluuuuur, soylemese ne oluuur...

Bayan "Kararsiz"

Sunlari Soyler : "Ay ben ne yapsam.. Isten ayrilsam mi.. Evi degistirsem.. Sac rengimi degistirsem.. Yoksa boyle iyi mi.. Ayyy ya daha kotu olursa..."
Halk Dilinde Isimleri : Bayan Panik, Bayan Kriz.
Avantajlari : Kolay ikna edilir, kolay sakinlestirilir.
Dezavantajlari: 2 dakika sonra hersey yeniden baslar.

Bayan "Vahsi"

Sunlari Soyler : Valla bu turun pek bilinen kaliplasmis sozu yok, yani ne yapacaklari hic belli olmaz.
Halk Dilinde Isimleri : Cilgin.
Avantajlari : Her an herseye hazirdir.
Dezavantajlari : Guvenilmezdir...

Bayan "Donuk"

Sunlari Soyler : "Ne anliyorsun bu cizgi filmlerden, bu abuk fikralardan, karikaturlerden? Ne cocukca seyler bunlar.."
Halk Dilinde Isimleri : Ruhsuz, Soguk, Buz Kalibi.
Avantajlari : Hayatinizda oldugu surece, arkadaslarinizin sizin icin endiselenmesini saglar.
Dezavantajlari : ...tabii "arkadas" diye biseyiniz kalmissa

Bayan "Ruya Kiz"

Sunlari Soyler : "Seni herseyinle cok seviyorum benim yakisikli, akilli, tatli sevgilim!"
Halk Dilinde Isimleri : Kanatsiz Melek
Avantajlari : Eglenceli, akilli ve essiz...
Dezavantajlari : Ya hic karsiniza cikmaz ya da karsiniza ciktiginda cok gectir...

COCUKLAR DA DAVRANIS BOZUKLUKLARI ve ''ANNE BABA ''

Psikiyatrist Dr. Seyma Sarac'tan...


B&B: Cocuklarda gorulen baslica davranis bozukluklari nelerdir?
Dr. Seyma Sarac: Cocuklarda gorulen davranis bozukluklarini gruplamak gerekirse bir grupta distan gozlenen, yani ailenin ve cevredeki kisilerin gozlemleyebildigi davranis bozukluklari vardir. Bir de disaridan cok kolay gozlemlenemeyen fakat cocugun yasina gore yetersiz bir gelisim duzeyi gosterdigni veya kendisi ve cevresiyle yeterli uyum duzeyini surduremedigini gosteren sorunlar vardir. Bunlari ikiye ayirmak uygundur. Birinci grupta aileden ve cevreden en onemli sikayet ve davranis sorunu olarak bildirilen saldirgan davranislar (arkadaslarina, esyalara karsi sert ve hasin davranis; birbirini dovme, kavga etme; buyuklere yonelik soz dinlememe ve karsi gelme), calma, hirsizlik gibi davranislar sozkonusu olabilir. Bunun disinda bir de ice kapaniklik , zaman zaman yasindan beklenen bagimsizlik duzeyini gosterememe (asiri bagimlilik), yasinin altinda bir davranis duzeyi veya uyum duzeyi gosterme (ki buna psikolojik tabir olarak regresyon-gerileme tanimlamasini kullaniyoruz)gibi sorunlar sozkonusu olabilir. Biliyoruz ki 0-4 yaslar arasindaki cocuk anne veya yakin iletisimde bulundugu diger aile bireylerinden ayrilirken birtakim tepkiler gosterebilir (aglama, ayrilmayi istememe gibi hepimizin bildigi tepkiler). Bu durumdan dolayi cocugun annesi veya diger aile bireylerinden ayrilma zorlugu oldugunu 4 yastan once teshis edemiyoruz. Ayrica uyku bozukluklari, yeme bozukluklari ve istahsizlik, parmak emme de diger baslica davranis bozukluklari arasinda sayilabilir.

B&B: Bu davranis bozukluklarinin temelinde yatan etkenler nelerdir?
Dr. Seyma Sarac:Ben burada daha cok psikolojik sebepler uzerinde durmak istiyorum. Ilk etapta cocugun annesiyle ya da kendisinin birinci derecede bakimini ustlenen sahislarla (bakicisi, diger yakin aile bireyleri gibi) iliskisi ve iletisimi, bu kisiler tarafindan cocuga nasil davranildigi ve cocugun kendisini nasil tanidigi cok onemlidir. Kendisine verilen bakimla cocugun kendisini tanimasi ve algilamasi bir bakima paralel gitmektedir. Bu sebeple biz 0-1 yasta daha cok anne-bebek iliskisini dikkate aliyoruz, cocugun psikolojik gelisiminin buradan basladigini dusunuyoruz. 1 yas civari, cocugun bagimsizlik acisindan yavas yavas ilk adimlari attigi bir donemdir. Bu donemde anneden motor gelisim sayesinde yavas yavas ayrilabilir; 1-2 yas arasi cocugun dunyayi tanima konusunda kendi basina bazi cabalarda bulundugu bir donemdir. 2 yastan sonra yavas yavas kendi cinsiyetini tanimaya baslar. Kiz veya erkek olduguna dair birtakim ilk fikirler ortaya cikar. 3-6 yas arasinda ise kiz cocuk daha cok babaya karsi, erkek cocuk da anneye karsi bir yakinlik gostermeye baslar. Kendi cinsiyetini, yas ve gelisimine uygun olarak tanimlayabilmesi icin anne-baba-cocuk iliskilerinde birtakim farklilasmalar ortaya cikar. Bunlarin hepsi distan gorunur sekilde olmayabilir. Bu donemde aile ici iliskiler son derece onemlidir. Toparlayacak olursak, 0-1 yas arasi, 1-2 yas arasi ve 2 yastan 6 yasa kadar tanimladigimiz zaman araliklari onemlidir; bu donemlerde en basta anneye ya da bakiciya karsi yogun bir bagimlilik; sonra yavas yavas bagimsizlasma, sonra anne, baba ve cocuk arasindaki iliskilerde birtakim saglikli degisikliklerle 0-6 yas kisiligin temellerini atmaktadir. Yine bu donemlerde yasanan cesitli iletisim sorunlari kalici olarak kisiligi etkileyebilecek ve sekillendirebilecek problemler yaratabilecegi gibi; bu da uyum ve davranis bozukluklari olarak kisa surede karsimiza cikmaktadir.

Organik sebeplere gelmek gerekirse, beyindeki birtakim normal disi, yetersiz gelisimler zeka gerilikleri seklinde oldugu gibi gelisim yavasligi seklinde de kendini gosterebilir. O zaman bu cocuklarda hem zeka geriligi hem de yasa uygun olan zihinsel gelisimin gorulmemesi sozkonusudur.

B&B: Anne babalarin cocuklarina karsi yaklasimlarinda, davranis ve tutumlarinda nelere dikkat etmeleri gerekir?
Dr. Seyma Sarac: 0-6 yaslari arasinda anne baba tutumlari cocugun saglikli psikolojik gelisimini surdurmesinde cok onemli oldugu gibi; az once bahsettigimiz uyum ve davranis bozukluklarinin onlenmesi acisindan da onemlidir. Cesitli arastirmalar sonucunda anlasilmistir ki, belli anne baba tutumlarini saglayarak sorunlar tamamen bertaraf edilemese bile oldukca azaltilabilmektedir. Kesinlikle zararli olan seylerden biri cocugun yas grubuna uygun olmayan davranislar, daha dogrusu cocugun gelisim duzeyini asan veya onun altinda kalan davranislardir. 5-6 yasindaki bir cocuga bebek gibi davranmak veya 1-2 yasindaki bir cocuktan, bir ilkokul cocuguymus gibi herseyi yapmasini, anlamasini beklemek yanlistir. Bu bir beklenti duzeyinde olsa ve kisi bunu ifade etmemis olsa dahi, beklentiler anne-babanin davranislarina yansiyacagi icin cocuk bunu algilayacaktir. Yani anne ve babanin cocugun yas grubuna uygun olarak davranmasi gerekir. Kucuk yaslarda evde bir oyun kosesi yaparak, cocukla birlikte oturup, oyuncaklarla oynamak ve oyun saatlerini paylasmak onemlidir. Bunlar yapilmazsa ve cocuk erken yasta buyuk muamelesi gormeye baslarsa, cocukta o donemin gerektirdigi duygusal gelisim gerekli takviye gormediginden ileride sorunlar cikabilir. Cocugun guvenini kiracak sekilde, yasinin ustunde davranislar beklemek ters sonuclar dogurur. Buyumek ve olgunlasmak yerine, cocuk zamanla “ben bunu yapamiyorum” hissine kapilir ve regresyon gorulur. Boyle bir ailede disaridan bakildiginda cocuga karsi herhangi bir ilgisizlik yok gibi gorunuyor ama aslinda bilincsizce yapilmis bir ilgisizlik sozkonusudur. Yas grubuna uygun ve yeterli bir sure cocuga mutlaka ayrilmalidir. 2 yasindan itibaren cocuklarda yavas yavas bagimsizlik ozelliklerini kazandirmak; cocugu hem kazalardan ve tehlikelerden korumak, hem de ayni zamanda onun yapabilecegi seyleri asama asama yaptirabilmek onemlidir. Cocukta eger aileden ayrilamama, cok ilgi bekleme gibi sorunlar varsa bunlarla ilgili muhakkak yas grubuna uygun bir danismanlik almak gerekir. Cunku anne babalar kendi mantiklariyla bu sorunlari cozmeye calistiklarinda bazen dogru yontemi bulamayabilirler. Cocuk duygusal gelisim acisindan onceki yas donemini tam tamamlamamis olabilir. O zaman biz once eksik olan duygusal gelisim ihtiyacini tamamlayip ondan sonra bir sonraki gelisim basamagina gecmelerini tavsiye ediyoruz. Yani her soruna gore ayri bir danismanlik almak gerekebiliyor.

B&B: Anne babalar, cocuklarinin gelisiminin saglikli olmasi icin takinmalari gereken tutum ve davranislari neye gore belirleyebilirler, bu konuda kendilerini egitmek icin neler yapabilirler?
Dr. Seyma Sarac: Kitap okumalari faydali olabilir yalniz kitaplardaki bilgiler her zaman yeterli olmayabiliyor. Kitaplarda genel durumlardan bahsedilir, oysa cocuga ait ozgul kosullar genelde pek cok farkli faktorun biraraya gelmesiyle olusur. Yani kitaplarda her zaman tam cevaplar ve kesin cozumler bulunmamakla birlikte yine de okumalarini oneririm. Bunun disinda ruh sagligi yonunden aralikli bir takip oneriyorum. Burada genelde psikolojik danismanlar veya uzman psikologlarla birtakim faydali calismalar yapilmaktadir. Ancak klinik egitim alinmis olmasi, anne ve babanin kisilik yapilarinin da dikkate alinmasini saglayacagindan her zaman icin biraz daha anlamli ve faydali olacaktir. Sadece basit bir tanimla bu cocuk bu yasta bu sekilde egitim gormelidir ya da bu sekilde davranmalidir dedgimizde, aile ici etkilesimleri, aile bireylerinin kisilik yapilarini hesaba katmamis oluyoruz. Iste bizim gorevimiz de burada baslamaktadir. Anne babanin kendi psikolojik yapilari, kisilik ozellikleri cercevesinde cocugun gelismini de degerlendirmelerini, nasil bir yol izlemeleri gerektigini belirlemelerini sagliyoruz.

B&B: Davranis bozukluklarina yol acan hatali anne baba tutumlari nelerdir?
Dr. Seyma Sarac: Ozellikle ofke, saldirganlik, calma, esyaya zarar verme, kavga cikarma, okuldan kacma, kurallara uymama gibi distan da gozlemlenen davranis bozukluklarinin onlenmesinde anne baba tutumlari erken donemden itibaren faydali olabiliyor. Burada, tabiki cocugun genetik-organik birtakim ozellikleri de etkilidir ancak kurallarin cok uygun ve iyi sekilde uygulandigi ortamlarda (ornegin kucuklukten itibaren cocuga “evet” ve “hayir”in ogretilmesi gibi kurallar) davranis bozukluklarinda en azindan belirgin olcude azalma gorulur. Bir de gercek birer davranis bozuklugu olmayan daha ufak olcekteki kuralsiz davranislar vardir. Bunlar tam teshis almayan vakalardir ve ozellikle bunlarda cok daha fazla olumlu sonuclar mevcuttur.

Baslica uc hatali anne baba tutumundan sozedilebilir. Birincisi cok asiri kollayici anne-baba tutumudur.Cocugun her dediginin, her isteginin kabul edilmesi seklinde kendini gosterir, burada sevgi vardir ama kontrol anlaminda cocugun kendini gelistirmesiyle ilgili yeterli destek saglanmamaktadir. Ikinci hatali tutum reddedici tutumdur. Burada cocuk ne yapsa kabul gormez, asiri bir sinirlama vardir, herseyine karsi cikilmaktadir. Diger bir tutum da herseye izin verici aile tutumu ki bu, son senelerde toplumumuzda artma gostermistir. Modern aile kavrami altinda cocuk icin yasayan aileler ortaya cikti, bunlarin icinde asiri koruyucu ya da reddedici aileler de mevcut ama daha cok herseye izin verici aileler var. Eger herseye izin vermenin yanisira yeterli sevgi de gosteriliyorsa, o zaman klasik anlamdaki deyimle simarik cocuk durumu ortaya cikiyor. Eger cocuk yeterli sevgi gormuyor ve her diledigini yapmasina izin verilip, ne yapsa yeridir tarzi bir tutum sergileniyorsa iste bu onemli olcude davranis bozukluklari olan cocuk yetistirmede bas sebeplerdendir.

Bir de davranis bozukluklari basladiktan sonra sergilenen yaklasimlar cok onemlidir. Ornegin bir cocuk bir sekilde evden kacmis, ve bir gece gelmemis ise; ( bu daha cok 11-12 yasindan sonra, ozellikle genclerde rastlanan bir durum) eve geri dondugu zaman, cocuguma anlayisli davranayim diyen bazi anne babalar hicbir tepki gostermez, hicbir sey olmamis ve cocuk sanki normal bicimde okuldan eve donuyormus gibi cocugu karsilarlar. Bu dogru bir yaklasim degildir. Buradaki mudahalede en azindan “nerede kaldigini merak ettik” gibi bir tepki gostermek gerekir. Ama bu tepkinin uc duzeyinden de (cocukla siddetli kavgaya girismek, hirpalamak, dovmek ya da “seni bir daha eve almam” gibi tehditlerden) kacinmak lazim. Asiri olumlu davranmak ve her dedigini yapmakla paralel olarak, cocugun yaptigi asiri uc duzeydeki hatali davranislara tepki gostermemenin de sakincali oldugunu dusunuyorum. Ilk sorunlar basladiginda, bunlarin daha fazla ilerlememesi icin bazi onlemler anne-baba tarafindan alinabilir.

Baska bir ornek vermek gerekirse; cantasinda kendine ait olmayan bir esya bulundugunda, cocuk eger 9 yasindan kucukse kendisiyle normal bir konusma akisi icerisinde sohbet ederken bunu nasil yaptigini ya da bu eylemden ne anladigini kontrol etmek faydali olacaktir. Cocuk hic farkina varmadan da bu esyayi almis olabilir, yani calmanin ne oldugunu bilmiyor olabilir. 9 yasindan buyuk bir cocuga “ bu baska birisine ait bir esya, bunu senin almaman gerekirdi” seklinde bir uyari yapilabilir. “Ben zaten bunun alinmamasi gerektigini biliyordum, yanlisikla oldu” gibi saklamaya, inkar etmeye calismasi durumunda ne cok sert bir tutum ne de “olabilir, normaldir” gibi herseyi normallestirici, asiri rahat bir tutum dogrudur. Oncelikle cocugun bunu nicin yaptigini cok net bir sekilde anlamamiz gerekir. Bunu da sorgulama seklinde degil, cocugun neden yaptigini anlatmasina firsat verecek sekilde yapmak gerekir. Yine bu calma davranisinin kime yonelik yapildigi cok onemlidir. Eger cocuk bunu ev disinda gerceklestiriyorsa (ornegin arkadaslarindan birseyler calmasi) bu yetistirme tarzindan ya da birtakim psikolojik sorunlardan kaynaklaniyor olabilir. Bunun disinda bazi cocuklar vardir ki sadece kendi aile bireylerinin esyalarini izinsiz alma veya calma egilimindedir. Burada da buyuk ihtimalle bir ilgi ihtiyaci ve duygusal sorunlar, ice kapaniklik, depresyon, endise sorunu gibi birtakim sorunlar olabilir. Bu cocuklarda cok baskici ve sert bir tutumla ustune gitmek yerine, tam bir tedaviye baslanmasinda fayda vardir.

B&B: Cocuklarda asiri saldirganlik ve agresiflikle ilgili anne-babalardan cok fazla soru aliyoruz. Bu konuyla ilgili neler soyleyebilirsiniz?
Dr. Seyma Sarac: Arkadasina veya aile bireylerine vurma seklinde kendisine ilgi cekmeye calisan cocuklara rastlanabilir, bu normaldir. Bunun duzeyi onemlidir; cocukta bu davranis surekli bicimde yer ettiyse artik bu ilgi cekme istegini asmistir. Burada, bu olayin yerlesmesiyle ilgili sik gordugum bir davranistan bahsetmek istiyorum. 1-1,5 yasindaki cocuklar kendi hareket kabiliyetlerini kesfettikce, ellerindeki esyalari firlatip atmaya merakli hale gelebiliyor. Ya da etraflarindaki esyalara veya bireylere vurarak oyun yaptiklarini dusunurler. Bazi yetiskinler cocuk bu sekilde bilerek ya da yanlislikla etrafindaki bir kisiye vurdugunda bunu gulerek karsilarlar, ve boylece cocugu etrafindakilere, diger aile bireylerine vurmaya, bunu bir oyunmus gibi algilamaya tesvik ederler. Bu yastaki bir cocuk yuz mimiklerine son derece duyarlidir. Bir davranisina gulundugu zaman olumlu tepki aldigini dusunur ve ayni davranisi pekistirmeye calisir. Bu tarz yanlis yonlendirilmelerle vurma aliskanligi gelisen cocuklar vardir. Bu durumlari, diger davranis bozuklugu formlari mevcut olmadigi icin birtakim erken mudahalelerle duzeltmek mumkundur. Asil kalici olani ise asiri izin verici, kural tanimayan ailelerde bu tip davranislar ve biraz sonra bahsedecegim ek faktorler oldugu zaman onune gecilemez davranis bozukluklarinin ortaya cikmasidir. Bu agir vakalar bazen her ortamda bazen belli ortamlarda ortaya cikabilir. Sadece evde ya da sadece okulda kendini gosteren vakalar da vardir. Cocuk hicbir kural tanimamacasina her zaman kendi dediginin olmasini ister. Buna karsit gelme, kafa tutma bozuklugu diyoruz. Her cocugun soz dinlemedigi olur, bu normal birseydir ; saglikli cocuklar bazi sartlar altinda ornegin karni acsa, keyfi yoksa, uykusuzsa, ayni anda kendisine bir suru sey soylenip tam kavrayamadiginda veya oyun esnasinda kendisinden bir sey istendiginde oyunu bolup kalkamadigi icin soz dinlemeyebilir. Bunun asiri uc noktasinda, yani cocuk asiri uyumsuzsa, hicbir soyleneni dinlemiyor ve yapmiyorsa, burada bir sorun var demektir. Bu uc noktaya ulasmadan, yani tam teshis konulmadan da onlem almaya baslamakta fayda vardir.

Demin sozu gecen ek faktorlerden bahsetmek gerekirse, bunlarin basinda cevre faktoru yani, cocugun cevreye uyumunu zorlastiran ve olumsuz yonde etkileyen faktorler gelir. Demin de bahsettigimiz anne babanin tutumlari ve cocukla etkilesimleri cevre faktoru icinde yer alir. Ayrica diger aile bireyleri, akrabalar ve eve gelen giden kisiler, cocugun arkadaslari, bulundugu yuva veya okul ortami da cok onemlidir. Yine diger bir onemli faktor, anne ve babanin cocugu odullendirme sistemleri; cocugun zamanini nasil gecirdigi ve daha cok kuralli bir ev ortaminda yasiyor olup olmamasidir. Burada kuraldan kastimiz butun gun herseyin belli kurallar dahilinde olmasindan ziyade belli durumlarda belli kurallarin olmasi, zararli olmayan durumlarda ise cocugun zaman zaman serbestlik icinde hareket edebilmesidir. Ornegin yemek saatlerinin belli olmasi, uyku saatlerinin belli olmasi, cocugun oyun oynayabilecegi yerler ve hangi oyuncaklarla oynayabileceginin az cok biliniyor olmasi onemlidir ama ne oyun oynayacagina cocuk o anda kendisi karar verebilmelidir. Zamanini nasil degerlendirecegine cocuk ve aile birlikte karar vermelidir. Burada cocuk ve anne arasindaki iletisimin nasil oldugu onemli, saglikli bir iletisim sozkonusu ise anne de cocuga istedigi seyi yaptirabilir.

Cocugun davranislarini duzenlemek adina yapilan onemli bir hata kucuk yaslardan itibaren cocugu oyalamak icin ona cok fazla televizyon seyrettirmektir. Cocuga bakan kisilerin vakit doldurmak icin cocugu ozellikle televizyona yonlendirmesi yanlistir. Gunun her saatinde cocugun yas ve gelisim duzeyine uymayan programlarla karsilasma riski fazladir, cocuk televizyonda gorecegi bazi uygun olmayan davranis kaliplarini taklit etmeye calisabilir. Ornegin bizler yetiskin insanlar olarak bir cizgi filmi izledigimizde iyi ve kotu karakterleri, dogru ve yanlis davranislari ayirdedebiliyoruz ama bir cocuk ayni cizgi filmi izlediginde henuz bu tarz ayrimlari yapabilecek kapasitede olmayabilir. Ustelik bazi cizgi filmlerde ya da dizilerde karakterlerin %80-90’i olumsuz; biz bunu anlayip oradaki tek bir dogru karakteri aradan bulup cikartabiliyoruz, cocuk bunu basaramayabilir. Cocukta henuz kendine ornek alma becerileri tamamlanmamistir, bu 10-12 yasa kadar da devam eden bir surectir.Yani bu tarz programlarda olumsuz karakterler agirlikta oldugu zaman cocuk bunlari ornek almaya, taklit etmeye baslayabilir. Yani dikkat etmemiz gerekn cocugun algilama seviyesine uygun ve olumlu karakterlerin agirlikta oldugu programlari izlettirmektir.

devami var...

Hiperaktif Ve Otistik Cocuklar

Hiperaktif Cocuklar

Hiperaktif cocuklar bizim toplumumuz da %5 oraninda gorulen yaygin bir durumdur. Dikkat eksikligi ve hiperaktivite durumunun uc sekli bulunmaktadir. Birincisinde dikkat eksikligi on planda ,ikinci tipinde hiperaktivite on planda ,diger tipinde ise her ikisi birlikte gorulmektedir. Bu cocuklarda surekli hareketlilik ile beraber dikkat eksikligi , dikkatini uzun sure bir noktaya odaklayamama ve fevri olma durumu siktir. Bu belirtilerin gorunumu taninin gecerli olmasi icin 7 yasindan once baslamalidir. Zaten hiperaktif cocuklar dogumdan itibaren hatta anne karninda asiri hareketlilikleri ile dikkat cekerler ve cok net bir sekilde diger cocuklardan ayrilirlar. Ama burada gereken sinir konmamis , davranis sorunlarina uygun mudahale edilmemis , egitim konusunda eksik kalmis cocuklari bu durumdan ayirmak gerekir.

Dikkat eksikligi belirtileri -baska nedenler yok ise - :Dikkatlerini uzun sure toparlayamazlar , basladiklari islerin sonunu getirmekte gucluk cekerler , dikkat gerektiren gunluk islerden kacinirlar, esyalarini sik sik kaybederler , gunluk islerde unutkanliklari vardir, islerini duzensiz ve daginik yaparlar , genelde bir isten digerine cok sik gecis yaparlar, karsisindakini dinlememe sik sik konu degistirme gorulur, dikkatleri ilgisiz uyaranlarla sik sik dagilir, calismalari plansizdir , emirleri anlamakta gucluk cekerler, yaptiklari islerde dikkatsizce hatalar yaparlar.

Hiperaktivite ve fevrilik belirtileri-baska nedenler yok ise- :Yerinde duramama hali vardir, devamli kipir kipir haldedirler, kendi yasitlarina gore belirgin farklilik ile surekli hareket halindedirler, otururken bile bir yerleri kipir kipirdir. Her seye karisma , mobilyalarin uzerinde gezme , ev icinde kosusturma , bir is yaparken sik sik ayaga kalkma gezinme halindedirler, konusmanin sonu gelmeden araya girerler, baskalari onlarin sozunu kesememekten yakinir,elleri ayaklari kipir kipirdir, ellerinde surekli bir seylerle oynarlar, olasi sonuclarini dusunmeden tehlikeli islere girme gorulur, sakinlik isteyen grup ici etkinliklere katilmakta zorlanirlar, etraftaki insanlar tarafindan sik sik hareketlilik konusunda uyarilirlar. Sonunu dusunmeden ani olarak karar verip o isi yaparlar , sabirsizdirlar , sira beklemek konusunda engellenmeye dayanamazlar.


Hiperaktivite ve dikkat eksikligi olan cocuklarda okul cagindan once ve okul caginda hareketlilik ve dikkat eksikligi belirgin olarak goze carpar. Bu dikkat eksikligi ve hiperaktivite ozellikleri sadece bir ortamda degil birkac ortamda kendini belli eder . Hiperaktif cocuklarin islevselligi belirgin olarak bozulur , ozellikle okul doneminde goreceli bir basarisizlik ve sik sik ogretmeninden uyari alma gorulur. Derse konsantre olamadigi ve dikkat eksikligi oldugu icin , cogu zaman zeka normal olmasina ragmen derslerde basarisizlik gorulur.

Dikkat eksikligi ve hiperaktivite bozuklugu olan cocuklarda ek diger psikiyatrik durumlar olabilir. Bu psikiyatrik durumlar arasinda ogrenme guclukleri , karsi gelme bozuklugu , davranis bozuklugu , depresyon , anksiyete bozukluklari sayilabilir .Onemli olan bu taninin psikiyatrik muayene ve testler ile bir cocuk ve ergen psikiyatristi tarafindan kesinlestirilmesidir

Tedavi konusunda ilac tedavisi on plandadir. Turkiye’de mevcut ilaclar ile dikkat eksikligi ve hiperaktivite semptomlari buyuk oranda kontrol altina alinabilmektedir. Gerekirse ilac tedavisinin yani sira ek olarak psikoterapi , pedagojik egitim ile dikkat suresini artirma ve davranisci yaklasimlar vardir. Ilac tedavisinin ne kadar devam edecegi klinik gorunum ve semptomlarin devam etmesine gore tespit edilir.

Hiperaktif cocugun ailesinin yonlendirilmesi onemlidir. Ailenin bu turlu bir cocugu idare etmesi guc olur. Hatta anneler bu konuda oldukca yorgun dusup sik olarak yorgunluk belirtileri gostermektedirler. Cocugun sosyal iliskileri bozulabilir, arkadas iliskilerinde sorunlar yasanabilir.. Ders basarisizligi da bu duruma eklenince cocugun kendine olan ozguveni azalabilir , anksiyete ve duygusal zedelenebilirlik artar. Bu nedenle ailenin ve cocugun psikososyal acidan desteklenmesi cok onemli bir konudur.

Diger yandan cocugun okul icerisindeki durumu ogretmenin yonlendirmesi ve davranislari onemli olmaktadir. Yanlis tutumlar cocuklarin hareketliligini daha da artirmakta , mevcut problemlerin cozumunu guclestirmektedir. Okul -aile - doktor isbirligi bu durumda cok onemlidir.






Otistik Cocuklar

Otistik cocuklar genel olarak 1/300 oraninda gorulmekle birlikte , belirtileri ve hastaligin gidisati acisindan her zaman icin onemli bir cocukluk cagi hastaligidir.

Cocuklarin normal gelisim sureci icerisinde toplumsal etkilesimi ,iletisimi ve sosyal becerileri gelisme gosterir. Cocuklar her yas seviyesinde kendilerine gore belli bir olcude bireysel ve sosyal olarak ,iletisim ve etkilesim gosterirler. Iletisim ve etkilesim sosyal hayatin ve bireyin cevre ile uyumunda gereklidir. Ayni zamanda cocugun normal zeka ve psikomotor gelisimi icinde gerekli ve onemli bir unsurdur.


Otizmde cocukta iletisim ve etkilesim eksikligi ve tekrar eden davranislar ile beraber cok sinirlanmis bir ilgi alani gorulur. Dogumdan sonra cocukta gorulen goz takibi , goz kontagi ,gulumseme,etraftaki insanlarin farkinda olma iletisimin ve etkilesimin gostergesidir. Bu ozellikler her yas seviyesine gore faklilik gosterir. Konusmanin gelismesi , goz kontagi , duygu alisverisi , etrafa karsi ilgi , ozellikle insanlara ve kendi yasitlarina karsi olan sosyal ve duygusal ilgi cocugun aile ve toplum icerisinde saglikli bir sekilde gelismesi icin gereklidir.

Otizmde belli bir sekliyle ice cekilme ,sinirli davranislar ve ilgiler icerisinde kalma soz konusudur. Cocugun kendi kendini belli bir alana sinirlamasi , kendi dunyasini kurmasi ve bu dunyanin rituelleri(tekrarlayici torensel davranislari) ve kendine has davranislari ile hayatina devam etmek istemesi soz konusudur. Ice cekilme ile beraber insanlara olan ilgi azalmakta sosyal alanda gerekli olan iletisim ve etkilesim becerileri geri kalmakta , birey otistik cercevede nesnelerin dunyasina kendisini hapsetmektedir . Bu durum onun normal gelisimini bozmaktadir.

Otistik bireyin kendine has belli ozellikleri vardir .Bu belirtiler genelde ilk 30 ayda kendini gosterir. Belli bir sure ilk 30 ayda hicbir sikayet olmayabilir veya cok az belirti olabilir . Az cok normal bir gelisme doneminden sonra sorunlar baslayabilir. Otistik bir cocukta olan belirtiler arasinda , yasina uygun konusmanin gelismemesi , tekrar eden hareketler , insanlara karsi ilgisizlik , goz kontagi kurmama , nesnelere karsi asiri ilgi, donen cisimlere ilgi , kendine ozgu torensel davranislar , eskiye karsi siki sikiya baglilik ile beraber yenilige karsi direnc , kendi etrafinda donme , sallanma , saatlerce belli bir hareketi tekrar edebilme , beslenme konusunda duzensizlik , agriya karsi dayaniklilik , etraftaki duygusal degisime ilgisizlik ,yasitlarina karsi ilgisizlik , ayak parmak ucunda yurume , yandan bakis , taklit gerektiren oyunlari oynamama , TV ve muzige asiri ilgi vb . belirtileri sayabiliriz. Otistik cocukta bunlarin hepsi olmayabilir ama yukaridaki ozelliklerin bir kismi ile birlikte cocugun gelisiminin normalden sapmasi dikkat ceker.

Otistik bozuklugun tedavisi gerekli egitim ile gelismemis sosyal becerilerin kazandirilmasina ve eksik kalmis iletisim becerilerinin takviyesine yoneliktir. Eger eslik eden semptomlar varsa ona yonelik ilac tedavisi yapilabilir. Cocuklarin prognozu , erken mudahale , eslik eden merkezi sinir sistemi problemlerinin olup olmamasi , verilen egitime cevap, 4-5 yasina kadar olusan kelime sayisi ile belli olabilmektedir. Yuksek fonksiyonlu otistiklerde prognoz daha iyi olabilmektedir. Eslik eden merkezi sinir sistemi problemlerine yonelik mudahalenin yapilmasi gerekir. Yurt disinda farkli tedavi yaklasimlarindan bazilari vitamin tedavisi , diet, sekretin tedavisi ,Naltrekson tedavisi vb tedavi yontemleridir. Ancak bu tedavi yontemleri ulkemizde yaygin olarak kullanilmamaktadir ve tedavi ediciligi konusunda kesin veriler bulunmamaktadir.

Otistik bozuklukta hiperaktivite , kendine zarar verici davranislar , hircinlik , egitime uyumsuzluk , zeka sorunlari gibi ek belirtiler olursa bunlara yonelik tedavi yaklasimlari uygulanmalidir.

Temel tedavi ozellikle anne baba tarafindan israrla egitimin devam ettirilmesi ile birlikte cocuklarin bireysel egitim , konusma egitimi , grup terapisi , ince motor beceri yonunde egitim almasidir. Ulkemizde egitim konusunda cok ileri duzeyde egitim kurumlari bulunmamakta bu cocuklar okul cagina geldiklerinde egitim ile ilgili bazi sorunlar ile karsilasmaktadirlar. Tedavide temel unsur egitimin surekliligidir. Cocuklarin egitime baslama yasi onemlidir. Ne kadar erken mudahale edilirse o kadar iyi olmaktadir. Otistik belirtileri olan cocuklarin mumkun olan en kisa zamanda tedavi ekibi ile irtibat kurmasi ve tani kesinlestikten sonra gerekli tedavi planinin hemen islemeye baslamasi gerekir.

Son olarak sunu belirtmek gerekir dogumsal isitme ve gorme kaybi ,reaktif baglanma bozuklugu ,zeka gerilikleri , duygusal uyarilardan uzak kalmis cocuklarda otistik belirtiler gorulmekle beraber, ayrici taninin bu hastaliklar goz onunde bulundurularak bir cocuk psikiyatristi tarafindan yapilmasi gerekir.

Deprem Ve Cocuk

Deprem Ve Cocuk

17 agustos ve 12 kasim depreminden sonra Turkiye de buyuk kucuk herkes travmatik ve stres dolu bir ortama girmis oldu. Yasanan acilarin buyuklugu ve kaybin siddetine gore herkeste psikiyatrik semptomlar depremin ilk gununden beri olusmaya basladi. Yasanan bu saskinlik ve sansasyonel ortam herkesin bazi ruhsal sikintilara girmesine neden oldu. Tabi bu kaygi ve travma ortamindan en cok cocuklar etkilendi. Cocuklarin depremden sonra olusan bu siradisi durum karsisinda gosterdigi tepkilerin degerlendirilmesi onemle gerekmektedir. Bazi cocuklarin etkilenme durumu daha fazla olabilmekte ve bu gergin ve sikintili durum cocuklarin psikososyal gelisimleri acisindan bazi problemler olusturabilmektedir.



Ozellikle calisan anne babalarin cocuklarinin gunduz evde yalniz kalma durumu ile bu durumda olan cocuklarin olaya gosterdikleri tepkiler cok fazla olmaktadir. Bu donemde psikososyal destek ile cocugun gerginligi ve guvensizlik ortami azaltilmaya calisilmalidir. Zaten bazi yonlerden stres icerisinde olan ve deprem oncesinde de bazi ruhsal sikintilar yasayan cocuklarda ise bu etkiler daha da durumu agirlastirmaktadir. Ozellikle gunun bazi zamanlarinda yalniz birakilan cocuklarda diger vakitlerde destek mesajlari verilerek cocuk rahatlatilmalidir.

Deprem sonrasi deprem bolgesinde psikiyatrik yardim icin bulundugumuz siralarda, cocuklarin bu etkilenme surecini yakindan gorme durumunda kaldik. Depremin 15. gunun de gordugumuz seyler gercekten gerekli yonlendirme ve destegin her cocuga belli olcude yapilmasi gerekliligini ortaya koyuyordu. Yakinlarini kaybeden cocuklardan TV de deprem manzaralari goren cocuklara kadar her bir cocugun destege ihtiyaci oldugu yaptigimiz calismalar ile desteklenmis oldu. Bu donemde etkilenen cocuklara psikoterapotik gorusmelerden ilac tedavisine , oyun tedavisinden grup terapisine kadar bir cok yontem ile psikiyatrik yardim saglamanin gerekliligi ortaya cikmis oldu.

Deprem bolgesinde yaptigimiz gorusmeler esnasinda daha 12- 13 aylik cocuklarin bile bu ortamdan etkilendikleri ve deprem sonrasi bazi davranis degisiklikleri gosterdikleri ortaya cikti. Bu nedenle cok kucuk yasta olan cocuklarin anne babalarina yonelik psikiyatrik yardimin yapilmasi gerekmektedir. Hatta imkanlar olcusunde butun anne babalar cocuklarinin negatif yonde etkilenmemeleri icin gerekli destegin verilmesi gerekmektedir. Bu destek yapilabilirse depremden hemen sonra baslamali , bazi psikiyatrik tablolar yerlesmeden once yardim ulastirilmalidir.

Yasanan olaylarin cocugun kendi dunyasinda algilanmasi ve yasananlarin etkisi her cocukta farkli olmaktadir. Kaygi ve travmayi etkileyen en onemli nedenler arasinda sunlari sayabiliriz

1-Cocugun deprem oncesi deprem hakkindaki bilgi durumu : Deprem konusunda daha once bilinclendirilmis cocuklarda tepkiler ve korkular daha az olmakta diger cocuklar bu olaya anlam verememekte ve korkunun siddeti buyumektedir. Japonya ornegini vermek burada yerinde olacaktir ; Japonyada hemen her gun deprem olmasina ragmen cocuklarin bu olay karsinindaki tepki ve reaksiyonlari onceden bilinclendirme sayesinde daha yeterli ve mantikli olmaktadir. Deprem esnasinda insanlarin bu olaya hazirliksiz olmasi en buyuk kaygiyi ve panik durumunu olusturmaktadir. Zaten cocuklarin hazirlikli ve bilgili olmalari icin oncelikle onlarin anne babalarinin bilinclendirilmis olmalari gerekmektedir. Anne babanin bu olay karsisindaki hazirliksiz durumu zaten dogrudan aileyi ve cocugu etkilemektedir. Daha onceden bilgilendirilmis cocuklarin o andaki tepkileri daha normale yakin olabilmekte, hazirliksiz olma durumunu en aza indirmektedir. Yasanan panigi onlemenin en guzel yolu ilkokuldan itibaren cocuklarimiza deprem dersleri konularak deprem hakkinda gerekli bilgilendirmeyi yapmaktir. Bu bilgilendirme konusunda anne babalara ve kamu kuruluslarina buyuk gorevler dusmektedir.

2-Deprem aninda cocugun yalniz olup olmama durumu: Gerek klinik tecrubelerimiz gerek Adapazarinda konustugumuz cocuklarda deprem aninda yalniz olan cocuklarda ve diger artci soklara yalniz yakalanan cocuklarda anksiyete ve panik daha da fazla olmaktadir. Burada anne babalara tavsiyemiz ozellikle cocuklarda bu donemde gelisen yalniz kalmak istememe istegine paralel olarak cocuklarin mumkun oldugu kadar yalniz kalmamalarinin saglanmasi yerinde olacaktir . En azindan depremin stres ve anksiyetesi toplumda ve insanlarda kayboluncaya kadar bu konuda dikkatli olunmasi gerekmektedir. Yukarida da bahsettigimiz gibi ozellikle psikososyal destegi az olan cocuklarda bu duruma daha da fazla dikkat edilmeli cocugun yasindan buyuk olgunluk ve anlayis ondan beklenilmemelidir. Hatta bu gergin ortamda her cocugun gosterdigi korku ve endise belirtilerini saygiyla karsilamak gerekir . Cunku ozellikle 7 yasindan kucuk cocuklarda bu etkilenme ve olaylarin kavranma durumu daha yetersiz olmakta '' zaten cocuk , anlamaz '' gibi yaklasimlar cocuk icin son derece sakincali olmaktadir.

3-Yakin kaybi ve yaralanmasi ile beraber stres faktorlerinin fazlaligi : Sizlerinde takdir edecegi gibi cocuklarin yakinlarinin deprem esnasinda olme ve yaralanma durumu cocuklarin kaygi ve travmalarini daha da arttirmaktadir. Buna bagli akut stres bozuklugu olan vakalarda yakin kaybi yaralanmasi ve enkaz altinda kalma durumu cocuklarin semptomlarini daha da artirmaktadir. Bu nedenle ozellikle yakinlarini kaybeden , enkaz altinda mahsur kalan , yaralanma durumu olan cocuklara psikiyatrik yardim geciktirilmemelidir. Ayni zamanda depremin yaralarinin sarilma doneminde bu turlu cocuklara ozellikle devletin yardimci olmasi onem tasimaktadir. Deprem sonrasi halkimizin sahipsiz cocuklar icin gosterdigi hassasiyet gecekten onemli bir unsur oldu. Bizim psikiyatrik acidan tavsiyemiz mumkunse cocugun akrabalarinin yaninda barindirilmasi , eger boyle bir imkan yok ise durum iyice arastirildiktan sonra en uygun ailelerin yanina yerlestirilmenin yapilmasidir. Deprem sonrasinda evi yikilan aileler , babasi issiz kalan cocuklar , beslenme ve barinma problemi ile karsilasan aileler , saglik problemleri olan aileler ve buna benzer sayilamayacak kadar cok negatif unsurun etkiledigi aileler desteklenmelidir. Unutulmamalidir ki bu ailelerin ruh sagliginin iyi olmasi ve psikososyal stres etkenlerinin azligi cocuklarin rahatini getirecek , cocuklarin ilerleyen donemde de ruh sagliklari korunmus olacaktir . Aksi durumda unutulan aileler ve acilar icinde olan insanlar ve bu ailelerde yasayan cocuklar, korunmasiz olarak bir cok psikolojik sorun ile basbasa kalmis olacaktir. Yakinlarini kaybeden cocuklarin hepsi de isimleri belirlenerek ve ucretsiz olarak Cocuk Psikiyatrisi kliniklerinden durumlari takip edilmelidir. Bunu ailelerden beklemeden Devletin saglamasi en uygun olanidir.

4-Anne babanin durumu: Elbette ki eriskinlerde depremden etkilendi ama onlarin ilk deprem oldugu andaki tepkisi , artci soklar esnasindaki tepkisi ve genel deprem anksiyetesi cocuklarin guven duygusunu ve anksiyete durumunu belirler . Deprem esnasinda ve sonrasinda anne babanin tepkileri ve olaylar karsisindaki tutumu onemlidir. Unutulmamalidir ki anne babanin her konusmasi ,her yorumu, her tavri cocugu etkileyecektir .Eger anne babalarda kaygi hali fazla olur ise anne babalarin psikiyatrik yardim almasi gerekmektedir. Ayni zamanda aile icinde cocugun kendisini guvende hissetmesi icin gerekli onlemlerin anne baba tarafindan saglanmis olmasi gerekir. Asiri tepki gosteren anne babalar cocuklarinin sikintilarini artirmamaya calismalidirlar. Cocuklarin deprem ile ilgili sorularina acik ve sade bir sekilde aciklama getirmeleri yerinde olur . Cocuklarda olusan soru isaretlerinin giderilmesi gerekmektedir. Bazi anne babalari sadece '' korkma , bir sey olmaz '' gibi sozler ile cocuklarini sakinlestirmeye calistiklari gozlemlenmektedir. Bu sozlerin yeterli oldugunu zannetmiyorum . Cocugun yasina gore aciklamalarin yani sira , sevgi ve destek mesajlari ile beraber guven ortami cok onemli olmaktadir.

5-Medyanin rolu: Deprem ve sonrasinda TV ve gazetelerdeki yapilan yayinlar cocuklari negatif yonde etkiledi .Deprem bolgesinde yaptigimiz calisma ve incelemelerde cocuklarda medyadan uzaklasma ve TV seyretmek istememe gibi davranis paternlerinin gelistigini gorduk. Anne babalara burada dusen gorev medyanin bu yondeki zararli etkisinden cocuklarini korumaya calismalari ve ozellikle travmatik goruntulerden cocuklarini uzak tutmalari gerekmektedir. Bu sekilde asiri goruntuye maruz kalan cocuklarin belleklerinde kalici goruntulerin yerlesmesini istemiyorsak bu kontrolu iyi yapmamiz gerekir. Medya kuruluslarinin da bu konuda daha dikkatli ve duyarli davranmasi gerekmektedir. Ozellikle sansasyonel haberlerden ve bu konuda yeterli kariyeri olmayan insanlarin sozlerini icereren mesajlardan cocuklar ve aile ortami korunmalidir.

6-Psikiyatrik yardim: Suphesiz ki bazi cocuklar depremden biraz daha fazla etkilenmektedir. Bunun bircok nedeni olmasina ragmen cocugun egitimi , yasi , kisilik yapisi , anne baba tutumu, o donemdeki psikososyal stres etkenleri , depremden etkilenme derecesi , cocugun savunma mekanizmalari vb. etkilemektedir. Fazla etkilenen cocuklarin zaman gecirilmeden psikiyatrik yardim icin gerekli yerlere goturulmesi gerekmektedir.

Cocuklarda gorulebilecek psikolojik ve somatik belirtiler:

Yalniz kalmak istememe ,kapali yerde kalmak istememe , hava kararinca korkular , deprem oncesine gore daha fazla sessiz sakin olmayi tercih etme , tekrar deprem olacak korkusu , uyku bozuklugu , sik sik uyanma , uykuda konusma , kabuslar , istah bozuklugu , yersiz ofke patlamalari , eskiye gore asiri sinirlilik , karsi gelme , aglama , kucuk cocuklarda mizmizlanma ,depremden sonra parmak emmeye baslama , tirnak yemeye baslama , altini islatma , kekeleme baslamasi , uzgun bakis , huzursuzluk , anne babaya bir sey olma korkusu, vb. Bu belirtileri gosteren cocuklar psikiyatrik tedaviye ihtiyac duymaktadir.

Cocuga destek noktasinda yapilabilecekler:

1- Ona guven ve sevgi dolu bir aile ortami hazirlayin
2- Eger anne babada depreme bagli ruhsal bir sikinti varsa bir an once onlarin giderilmesini saglayin
3- Cocugunuza eskisinden daha fazla zaman ayirin birlikte sadece onunla ilgilenmek uzere her gun vakit gecirin
4- Ona sik sik sevgi mesajlari verin ve kendisine bu konuda destek oldugunuzu gosterin
5- Onun bu donemde mumkun oldugunca yalniz kalmamasini saglayin , yalnizligin onda guvensizlik ve korku olusturmasina izin vermeyin (depremin etkileri gecene kadar )
6- Onun ile birlikte yasina uygun olarka oyun oynayin , duygularini oyunda ifade etmesini saglayin
7- Deprem hakkinda resim cizmesini saglayin ( resim onun duygularini anlatmasini ve icindeki dusunceleri disari yansitmasini saglayacaktir).
8- Deprem konusunda yasina gore konusun sade ve anlayacagi bir sekilde onu deprem konusunda aydinlatin
9- Deprem aninda ne yapacaginizi ona tatbik ettirin ve onun hazirliksiz yakalanmasini engelleyin
10- Deprem hakkinda TV ve Gazete haberlerini takip etme konusunda sinirlama getirin
11- Onun uyku , istah ve moral durumunu takip edin
12- Deprem sonrasi gelisebilecek ek problemler olursa psikiyatrik destek almayi ihmal etmeyin
13- Okul ve ogretmeni ile konusarak okulda bilgilenmesini ve rahatlatilmasini saglayin
14- Depremden birinci derecede etkilenen cocuklar icin olum olayini yasina uygun bir sekilde aciklayin
15- Deprem konusunda cocugunuza rahatlatmak icin yalan soylemeyin
16- Mumkunse diger yasitlari ile grup ortaminda duygularini paylasmasini saglayin
17- Israr eden sikintilar olursa, bir cocuk psikiyatristi ile gorusmeyi ihmal etmeyin (bazi psikiyatrik durumlarin olusmasi durumunda zamaninda destek ve ilac tedavisi uygulanmalidir)
18- Cocugunuzun bu donem zarfinda, psikolojik durumunu yakindan izlemeyi unutmayin
19- Cocugunuzun bu siradisi donemde gosterecegi tepkileri ve duygularini saygiyla karsilayin
20- Onun kendini ve deprem konusunda fikirlerini ifade etmesini saglayin

size hangisi hitap ediyor:)

arkadaslar , resim orjinalinde kuresel isinmanin ispati olarak kullanilmis. Ben ise icgiyimin gelmisini gecmisini sergileme ve konu hakkinda sizlerinde tercihlerini ogrenmek maksatli ..

benim gonlum 18. yuzyildan kalmaya daha sicak bakiyor..ya siz?

Babasinin Dursun'a Mektubu!!!!!

:dance:

Uy sevgili usagum Dursun
Allah'in selami ustine olsin...
Mektubu cok yavas yazayrum, cunkim bilirum, cabuk okuyamazsun ! Benden yana sual edersen, Allahuma pin sukur iyiyum, yeni pir is puldum. Emrimde yuze yakin adam var, hepsi de sessuz sedasuz, kendi hallerinde. Ne is puldugumu soraysan soyleyecegum patlama, mezarluk pekcisi oldum. Bacin Emine bir usak doguracak, daha erkek midur, kiz midur, pelli degul. Hacan o yuzden saga dayi mi oldin, teyze mi oldin soyleyemeyrum. Temel emicen de tukan acti, o da otuza aldigini yirmipese verir, surumden kazaniyormus oyle dedi. Bizim koye findukcularin Temel'i muhtar sectuk, akillu usak da! Gecen gun hepimizi zelzeleye karsi asi etturdu. Temel akilludur, hem de durusttur.. Gecenlerde bir taksinin soforu koye varmis, muhtari arayu, meger yolda pir tavuk ezmus sahibini soraymus. Muhtar Temel tavuga pakmis, ha pu bizden degildur, pizum koyde yassu tavuk yoktur, demis. Senin kucugun Memet cok akilli bir usak cikti. Gecen gun tepeye varmis, elinde bir ip sallayup duriy. Anan, “Uy usagum ne edeysun orada ?” demis. O da hava turumuna bakayrum demis. Cektum oni aksam karsuma, anlat pakayum su hava turumu isinu dedim. Anlatti, meger ip sallanunca havanin ruzgarli olduguni, ip islaninca da yagmur yagdiguni anlaymis. Cok akilli usak vesselam. Sen o yasta boyle akilli degildun!
Yaa iste boyle usagum.. Memlecetten saga pol pol havadis.. Yeni havadis olursa yine yazarum..
Baki Hudaya emanet ol.
Baban

Not: Mektupa para koyacaktum, ama gec aklima celdi, zarfi kapatmisum !

Yalnizligim...

Seni sana biraktim ben,
Sana emanet ettim.
Zor oldu inan cok zor,
Tasiyamadim o yuku omuzlarimda.
Oysa ki nice ninelerimiz degil miydi?
Yurekleri kadar buyuk mermileri tasiyan,
Bir nefeste...

Degildim,degilim ben onlar kadar,
Guclu ve bir o kadar da yuce.
Ondandir belki de sana kapadigim kapilar.
Yuzune carpmadim hic bir zaman,
Sadece,sadece...
Yavas yavas orttum ustune,
Tek hata...
O agir agir kapanan kapinin arasindan cikar gelirsin diye bekledim hep
Ama GELMEDIN...
Biliyordun sen de artik seni sana biraktigimi,
Ve benim YALNIZLIGIMIN TEKRAR BASLADIGINI.

kirmizi ferrari tarafindan sollandiniz...:)





ne dusunuyorsun sevgilim

Iki asik parkta el ele dolasiyorlardi. Ayse sordu :
- Ne dusunuyorsun sevgilim?
Ahmet romantik bir sekilde :
- Senin dusundugunu sevgilim...
Ayse birden telaslanarak :
- Yoooo.. Sakin ha... Oyle birsey yaparsan avaz avaz bagiririm!..

Koc burcu kadinlarinin yildiznamesi :)

Bu yildizda dogan kadinlar,kirmiziya meyyal beyaz benizli,guzel burunlu,sari sacli,disleri seyrekce,sag elinde bir nisan mevcut,sevimli guzel yuzludur.Pek yalandan hoslanmazlar.Orta boylu,basi buyukce,kollari ve bacaklari kuvvetli olur.Yuzunde cil veya cicek izi olur.Gogsunde bir ben bulunur.Erkeklerle yakinlik etmeye heveslidir.Tabiati hileye ve oyuna meyillidir.Kardesleri arasinda guzeldir.Kardeslerinden miras yer.Cocuklugunda babalari olur.Evlatlarindan bir fayda gormez.Hastaligi ins,cin,nazardan olur.Bahar ve yazin limonata gibi seyler icmelidir.Karin ve midesinde sanci olursa mushil icmelidir.Olum sebebei kalp ve karin agrisidir.Ona hastalik senenin bu burcun oldugu ay gelirse kurtulamaz.Bilhassa olum tehlikesi 2-7-20-25-44 yaslarinda gorunmektedir.Bu tehlikeleri atlatirsa 80 yasina kadar yasayabilir.
Zevci Hanesi:
Kucuk yasta iken kismeti cikar,fakat evlenmez.Sonra baska bir taliple evlenir.Ilk kocasindan bosanma veya olum sebebiyle ayrilma gorunmektedir.Basindan 3 veya 5 nikah gecebilir.En hayirli esi sari veya beyaz yuzlu olanidir.
Kiz kardesleriyle gecinemez,erkek kardesleriyle gecinebilir.Cok ruya gorur,istedigine nail olur.Iyilik ettiginden zarar gorur.Tenhaca yasamasi daha hayirlidir.
Yasi ilerledikce hali duzgunlesir.Ekseri evladi erkek olur.Eger ilk evladi kiz olursa evlatlarindan talihi az olur.
Yolculuk yapmak istediginde kara yolunu tercih etmeli.Deniz yolculugu pek yaramaz.Yola persembe gunu cikmali.Deniz yolculugunda bir tehlikeye maruz kalabilir.En iyi yolculugu bati ve guney tarafina olandir.
Iyi nufuslu bir adamla dostluk peyda eder,onun sebebiyle herkese kendini sevdirir.Yasi ilerledikce rizki bollasir.Feraha erer.Cok azimlidir.Basladigi isi bitirmeden geri donmez.Cok dusmani vardir.Hem malini yerler,hem de onu cekistirirler.Bahar mevsiminde kan aldirmak iyi gelir.Dusmanlari sihir yapmaya kalkarlar.
Iyi gunu: Sali
Yaramayan gunu: carsamba ve ptesi geceleri
En iyi elbisesi sari renkte,kirmizi renkte olanidir.
Parmaginda kirmizi yakut tasimalidir.
Uzerine surecegi koku :gul,menekse ve yasemin
Yattigi zaman basini doguya dogru kor ise rahat eder.Yalniz bulundugu vakitler karanlikta yatmamali,basi ucunda bir isik yakmali.Cunku,kalbine evham girmesin.
Bir sahistan birsey isteyecegi vakit Sali gunu istemeli.Parmagina gumus veya demir madenli yuzuk takmali.Maskotunu uzerinde tasimalidir.

Nasil Korktum Anlatamam!!!!!!

MERHABA ARKADASLAR...

Pazar gunu gittigi kurstan cikan kizimin cep telefonu calindi,hemde o esnada benimle konusurken elinden cekip almislar,alirkende saclarini yolmus,konusurken birden ses gitti bagriyorum kizima nerdesin diye cevap alamayinca cok korktum icim eridi sanki o an...eve donen kizimin haliani omur boyu unutmayacagim.her yeri titriyordu ve bana anne ne olur istanbul dan gidelim dedi surekli aglayarak,o kadar cok korkmus ki sakinlestirici ilac icip,sabaha kada benim yanimda bana sarilarak zorla uyudu.BU NASIL INSANLIK ,NASIL ELINI KOLUNU SALAYARAK GUNDUZ VAKTI EN ISLEK OLAN BIR YERDE BUNA CESARET EDEBILIYOR,CANIMIZI ALLAH KOURUSUN HER SEYIMIZ ONA EMANET.Sadece size anlatmak istedim sizleri siktiysam ozur dilerim arkadaslar.lutfen hepiniz dikkatli olun...

Bir Eure Aranizda Olamicam :(

Dun sirketimizin islerinin kotu gittiginden dolayi ucretsiz izine ayirdilar.Bu sebeple yeni bir is bulana kadar sizlerden kk dan dostlarimdan ayri kalicam ikinci evim gibi her sabah evimden cikip diger evime geliyor gibi heycanli heycanli aciyordum bu bilgisayari o kadra guzel dostlar arkadaslar edindim ki Hergun goz yaslarima sikintilarima ortak olan surekli delikafa ne yaptin diye b ana kizan sevgili tatlicadi arzuma yeri bende apay ayridir bitanemdir. Goldenim yaa bisi sorcam diyerek her gun basimin etini yiyen bana destek olan moral veren kisacasi motive eden biricikk biricik dostum sirdasim azemime ozimm yaa ne oldu biliyomusun diyerek akil aldigim 3. dostum biricik sirdasim kumpirime
beni merak edip ilk arayanlar arasinda olan teyzem olsa bu kadar severim bana ablalik eden biricik elifime,ikinci annem olarak gordugum beni hep kinali kuzum diye seven Ayn ima,bana herseyin cok guzel olacagini her firsatte dile getiren en kotu anlarimda sohbetleriyle hayata baglayan yapragima biricik kayinvalidem benim.Benim ustumden dualarini esirgemeyen sicacik bi kalbi olan melisama sevgilinle bir an once kavus insallah bebisim.Son gunlerde yeni bir dost yeni bir anne yeni bir arkadas yeni bir sirdas kazandigim beni kotu zamanmda yalniz birakmayan guzel bi kalbi olan biricik Lerenime ,Bana abilik yapan pismaniyesiz birakmayan arada haylazlik yapinca kizan ama her sikintimda mutlaka dinleyen akil veren biricik abim KAZENIME tesekkur ediyorum. Iyki varsiniz Iyki hayatimdasiniz iyki tanidim sizleri.Arada firsat bulursam sizlere bi cikkala yapicam mutlaka :) hepinizi seviyorum.Su an aglamaktan ismini unuttugum arkadaslarim dostlarim varsa hepsinden ozur diliyorum.


Kendinize dikkat edin ve sevgiyle kalin.Uzerimden duanizi eksik etmeyin.

:a015: :a015: :a015:

Bi Sorum Var Bakarmisiniz????

SEWGILINIZININ YADA ESINIZ SIZDE EN COK HANGI HAREKETINIZI BEGENIYOR???

didemsu ve yusufa mutluluklar

deniz altindaki bu muhtesem ortamda kk gunu yapalim mi kizlaar noluuur



unlumuzun eski haline sasircaksiniz

evlenmeden olmaz

gulme garantili karikaturler:D




Iste Size Gul Kokusunda Gul Resimleri ..!

Gul cicek resimlerini ==>> Gormek icin tiklayin

Iste Size Gul Kokusunda Gul Resimleri ..!

Gul cicek resimlerini ==>> Gormek icin tiklayin

Kadinlar cikolata erkekler et yiyor !

Beslenme aliskanliklarimizi belirlemek icin yapilan 'Her Gunun Keyfini Yasa' adli yasam tarzi arastirmasi; damak zevkimizi ortaya cikardi:

Unlu ve tatli seviyor, dolma ile mantidan vazgecemiyoruz.



Visa Avrupa tarafindan yapilan 'Her Gunun Keyfini Yasa' adli arastirma; 'yemek yeme' aliskanliklarimizi ve en cok neleri canimizin cektigini gozler onune serdi. Turkiye'nin 7 bolgesinde 18 yasin ustunde bin kisi ile yuz yuze gorusulerek gerceklestirilen arastirmaya gore; en fazla unlu ve tatli yiyecekler tuketiyoruz. Arastirma, dolma ve manti gibi geleneksel lezzetlere bagliligimizin surdugunu de gosteriyor.

CANIMIZ CEKIYOR...

Tuketici acisindan hayati keyifli kilan seylerin belirlenmesi icin yapilan arastirma; cikolata ve dondurmanin 'en cok canimizin cektigi' yiyecekler oldugunu kanitladi. Geleneksel lezzetlerde ise ilk 10'a dolma (yuzde 35.6) ve manti (32.8) girdi. Bir baska yerel lezzet doner dokuzuncu sirada yer aliyor. Ote yandan; erkekler kadinlara gore et yemeklerini daha cok seviyor. Cani kuzu cevirme ve tandir ceken erkeklerin orani yuzde 38.2 iken; kadinlarda bu oran yuzde 20.8. Ayni sekilde 'cani doner ceken' erkekler; yuzde 34.3 iken kadinlar yuzde 28'de kaliyor.

CAY KOLA VE KAHVE ZIRVEDE

* En cok sevdigimiz icecek olan cayi (yuzde 33)
kola (yuzde 30.1) ve kahve (yuzde 29.3) takip ediyor.

* Cay icerken kendini en cok Erzurumlular iyi hissediyor
(yuzde 43.9). Bunu yuzde 37.6 ile Ankara takip ediyor.

* Kahve duskunlerinde ise, Adanalilar yuzde 35.5 ile on sirada gelirken,
Samsun yuzde 32.4 ile ikinci sirada yer aliyor.

* Erkekler kadinlara gore daha cayci ancak kahve soz konusu
oldugunda her ikisinin de ayni oranlarda (yuzde 28) cani cekiyor.

* Erzurumlular yuzde 38.6 ile kolali icecekleri en cok sevenler olurken,
Izmirliler ikinci sirada.

* Izmirliler yuzde 71 orani ile en cikolata sever il...
Ikinci sirayi Adanalilar aliyor.
Ankara'nin cikolata duskunlugu ise yuzde 61.8

DONDURMAYA COK DUSKUNUZ

En sevdiginiz yiyecekler nedir?" sorusuna verilen yanitlarda;
dondurma yuzde 49.7 ile ilk sirada!

Diger yiyecek ve icecekler ise soyle:

* Cikolata (yuzde 48.2)
* Cips (yuzde 36.5)
* Dolma (yuzde 36.2)
* Corek, hamu isleri, borek (yuzde 35.5)
* Firinda tavuk (yuzde 35)
* Manti (yuzde 33.5)
* Patates kizartmasi (yuzde 32.4) lCay (yuzde 31.8)
* Meyve (yuzde 31)
* Baklava (yuzde 29.8)

ANKARALILAR DOLMACI

* 30-44 yas grubu tarafindan tercih edilen dolmaya en yogun ilgiyi
Ankaralilar (yuzde 45.4) ve Adanalilar (yuzde 44.9) gosteriyor.
Gaziantep ise yuzde 13.8 orani ile dolmadan en az hoslanan il!

* Dondurmayi 25-34 yas arasi cok seviyor (yuzde 64).
Pasta ve kek ise en cok 18-24 ile 40-50 yas grubu arasinda populer.

* Kadinlar hem cikolatayi hem de dondurmayi erkeklerden daha
cok seviyor ama her iki cinsin de patates kizartmasina olan zaafi ayni!
(yuzde 36.5)

ISTANBULLU MUTSUZ

* "Mutsuzken yiyerek keyiflenmeye meyilliyimdir" ifadesine kadinlarin yuzde 46.3'u katilirken; erkeklerde bu oran yuzde 38.6'da kaliyor. Istanbul ayrica, yuzde 48.6 orani ile bu tanimlamaya en cok katilan il konumunda.

* Aldigi her kaloriyi hesaplayanlar; 45-50 ve 35-40 yas kategorilerinde yer aliyor. Kalori hesabinda Gaziantepliler yuzde 17.5 ile Izmirlileri (yuzde 16.7) geride birakiyor. Diyetten umidini en cok kesenler ise Ankaralilar (yuzde 17.2)

Gmail, artik cep telefonunda

Gmail, artik cep telefonundaGoogle'in e-posta servisi olan Gmail'i cep telefonunuz uzerinden kullanmak artik cok kolay.
Telefonunuzun tarayicisina http://gmail.com yazmaniz yeterli. Gmail, cep telefonunuzun ekranina uygun olarak optimize edilmis bir sayfa ile hizlica sizi karsiliyor. Bu servisin avantaji; Gmail'in normal web sayfasini cep telefonunuzun tarayicisi ile ziyaret etmeye calistiginizda gereksiz verileri yuklemesini ve gorunum bozukluklarini engellemis olmasi.

shiftdelete.net

Turklerle Basa Cikilmaz

Mucizeler ulkesi de denilebilir... Ulkemizden bahsediyorum.
Bana herhangi bir ulke gosterin ki, bizim sabredebildiklerimize
katlanabilsin. Hic sanmiyorum.

Elektrik kesik, ses eden yok! Sular akmaz, ayni sabir! Ama butun
bunlara ragmen en ufak seylere sevinir, mutlu olur, her seyi unuturuz.

Gosterisi sevmedigimiz gibi, yarattigimiz mucizelerin de farkinda
olmayiz. Asagidaki ornek gibi;

Bir reklam ajansimiz, 50 000 adetlik baskili T-Shirt ihracat
baglantisi yapmisti. Sicak baski teknigi ile yapilan bu uygulama,
herhangi bir fotografin T-Shirt'e basilmasi seklinde oluyordu. Ilk 10
000 adetlik parti yerine ulastiginda, alici firma isin mukemmelligi
karsisinda gozlerine inanamamis, uygulamayi yerinde inceleyip bilgi
sahibi olmak icin bu konuda uzman iki kisilik heyeti Turkiye'ye
yollamis.

Olay buraya kadar gogus kabartici. Ancak, reklam sirketini almis bir
panik. O kadar iptidai bir yontem uyguluyorlar ki, bunun ilgili firma
tarafindan anlasilip siparisin iptal edilecegi korkusunu yasiyorlar.

Derken heyet geliyor. Karsilikli sevgi goterileri,iltifatlar, izzet,
ikram; heyet sabirsiz, illaki imalati gorecegiz diye sizlaniyorlar.
Bizimkiler hala panikte; yapacak baska birsey kalmiyor, utana sikila
atolyenin yolunu tutuyorlar. Sanayi sitesinin los bir katindaki
atolyeye girdiklerinde manzara soyle; bir kirik dokuk masa, yerlerde
boyalar, yirtik elbiseli birkac cirak, iki usta ve onbes metrelik uzun
bir tezgah ve tabii ki meshur T-Shirt'ler baski icin sira bekliyorlar.
Bu ortamda beyaz T-Shirt'lere bu kadar temiz baski yapmak olanaksiz.
Ama heyet nezaketen uygulamanin baslamasini istiyor. Kaybedecek hicbir
seyi kalmayan firma yetkilileri, caresiz gosteriye basliyorlar. Iki
cirak, masaya paralel tahtanin iki ucundan tutuyorlar. Bu arada usta
gerekli boya ayarini yapiyor ve:
- Simdi!, diye bagiriyor. Iki cirak var gucleri ile oteki uca kosuyorlar.
Sonuc:Harika....

Ertesi gun heyet tesekkur ederek ayriliyor. Korku ile beklenen birkac
gun sonra karsi firmadan 50 000 adetlik bir siparis daha geliyor.
Bizimkiler, kabul edilmenin sarhoslugu icinde bayram yapiyorlar.

Olaydan bir yil sonra heyetin verdigi rapor tesdufen ellerine geciyor.
Aynen soyle:
"Turk'ler butun israrlarimiza ragmen soz konusu fabrikayi bize
gostermediler. Ancak sanayi casusluguna karsi ayni urunun sahtesinin
yapildigi yerde bizi aldatmaya calistilar. Biz nezaketen inanmis
gorunduk. Orada bu surede degil 50 000 adet, 500 adet dahi
yapilamayacagini cocuklar bile anlar. Bu bakimdan siparisin devamini
Turk'lere vermekten baska caremiz yoktur."

Yarattigimiz mucizelerin bile farkinda degiliz.

kadin ve erkek nasil mutlu olur :)

Bir erkegin , bir kadini mutlu etmesi icin yalnizca sunlarin olmasi zorunludur:
bir dost,bir yoldas,bir asik,bir agabey,bir baba,bir asci,bir elektrikci,bir marangoz,
bir muslukcu ,bir tamirci,bir dekorator,bir stilist,bir psikolog,bir hasere yok edici,
bir sifaci ,iyi bir,dinleyici,bir organizator,iyi bir baba ,coktemiz,sempatik,atletik ,sicak,kibar,zeki,komik,yaratici,sefkatli,guclu,an layisli,
hosgorulu,sagduyulu,hirsli,yetenekli,cesur,kararli ,dogru ,guvenilir ,tutkulu...
tabi sunlari da unutmadan: ona duzenli olarak iltifat etmek, alisverisi sevmek,
durust olmak, cok zengin olmak, onu strese sokmamak, baska kadinlara bakmamak....
ve ayni zamanda sunlari da yapmalidir: kendinden cok ona odaklanmak, ona, ozellikle kendisi icin cok fazla zaman ayirmak... sunlar da cok onemlisla unutulmayacaklar: dogum gunleri , yildonumleri, onun aldigi kararlar.
bir erkek nasil mutlu edilir: karnini iyice doturun, uzaktan kumanda ve cayini verip rahat birakin, huzursuzluk belirtisi gosterirse 1. maddeden tekrar baslayin

Vicdansizligin bukadari

su resme bakarmisiniz pes artik yani

http://www.gulluoglubaklava.com.tr/u.../kultur/at.jpg

Kucuk bir kiz cocugu

''Bir dost anlatmisti; Bir tanidiklarinin evlerinde televizyon ariza yapmis. tamirci gelip televizyonun arkasini acmis ki bir suru ekmek kirintisi...... Tabi kimin yaptigi hemen anlasilmis,evin dort yasindaki yaramaz kizi. Bu hangi ailemizde gerceklesirse gerceklessin buyuk oranda gosterilecek tepki
ofkeli bi davranistir.Tamircinin yaninda bagirip hatta ileri giderek ufak cocugu dovenler bile olabilir.
Fakat bu anne oyle yapmamis cocuguyla konusmayi denemis,ve ogrendiklerinden sonra hungur hungur aglamaya baslamis.Cocuk ekranda Afrika daki ac cocuklari gordukce mutfaktan ekmek alip televizyonun acik buldugu tek yerinden,arkasindaki izgaralarindan iceri atiyormus...... ''

Turkce`den BAska Dillere Tercume...

Bu link araciligi ile Turkce`den baska bir dile, veya baska bir dilden Turkce`ye tercumeler yapabilirsiniz .

http://www.hazar.com/

merhabalar!

:icelim: :sm_cool: Merhaba arkadaslar! Aranizda olmak guzel umarim araniza da eklenebilirim.:teselli::icelim: :sm_cool:

bir sorunum var basa cikamadigim:(

hepinize selam
benim kucuk ama hayatimi etkileyen bir problemim var.yaklasik 2 ay once erkek arkadasimla ayrildik.ayrilma sebebimiz sadece bir anda fazla sinirlenmesi ama acikcasi bende kasindim cok kavga ediyordum...o da sinirlendi ve ayrildik.Ayrildigimiz gun ve o gunden 3 gun sonra onu sevdigimi ona soyledim.Fakat o cok gururlu ve inatci biridir.ayrildigimiz gun bana bir daha olmayacak cok kizdim sana demisti ikna etmemem icinde surekli kacmisti benden...sonra aradan 3 hafta falan gecti bir cok olay oldu kotu ve iyi en sonunda ona bir mail attim herseyin cevabini verdim ve en sonuna da onu hayatimdan cikardigimi ve istemedigimi yazdim ama ondan bir cevap gelmedi.
sanirim onu sevmedigime gercekten inandi bilemiyorum...dun de en yakin arkadasimla konusmus ciktigim biri var diyor fakat gectigimiz sene beni dilinden dusurmezdi her arkadasi bilirdi beni ama o yeni kizdan kimsenin haberi yok kimseye bahsetmemis ayrica kizi gormedim cunku ayni sehirden degiller yazin gittigi yerde tanistigini soyledi.hem benimle ayrilmasaydi asla o kizla cikmazmis.

onu sevdigimi tekrar soyleyemem baska bir yolu olmali...sizce ne yapmaliyim?biraz uzun oldu ama kusura bakmayin:)

Iste Erkek Romantizmi ..!!

Erkek Romantizmi ..!! ==>> Videoyu Izlemek Icin Burayi Tiklayin

otopsi videosu

gercekten cok korkunc eger cesaretliyseniz izleyin.

tikla ve izle[/quote]

Selam Arkadaslar

BEN BUGUN ILK DEFA KATILDIM ARANIZA YAZILAN KONULAR COK HOSUMA GITTI DERTLESECEK BIRILERININ OLMASI COK GUZEL BENIM ISIM DOLAYISIYLA FAZLA VAKTIM OLMUYOR AMA FIRSAT BULDUKCA SIZLERLE OLMAKTAN MUTLU OLUCA HERKESE MUTLU GUNLER...:a015:

Resim cizin ve yollayin !

http://www.kendinciz.com/ekart/

Guzel bir resim cizme programi :)

Gebelik ve bilgisayar kullanimi

Gebelik ve bilgisayar kullanimi

Su anda bu yaziyi okuyabildiginize gore siz de bilgisayar kullaniyorsunuz ve belki de hamilesiniz. Peki bilgisayar ekrani karsisinda durmak veya calismak bebeginize ya da size zarar verir mi? 1970'lerin 2. yarisindan itibaren video display terminal adi verilen monitorler yaygin olarak kullanilmaya baslandi. Internet ve bilgisayarlarin kullanimindaki son 5 yildaki inanilmasi guc artis bu teknolojik cihazlari neredeyse yasamimizin vazgecilmez bir parcasi haline soktu. Su anda sedece A.B.D'de 50 milyon bilgisayar kullanicisi oldugu, ve bunlarin en az yarisinin ureme cagindaki kadinlardan olustugu tahmin ediliyor. Gelecekte hemen herseyin bilgisayar yardimi ile yapilacagi dusunulurse konunun onemi daha belirginlesiyor.
1980'lerin baslarinda yapilan calismalarda VDT'lerin olculebilir miktarlarda X-isini yaymadigi tespit edildi. VDTler X-isini uretse bile bu isinin dogumsal defek yaratacak kadar yuksek olmadigi, ve isinin terminal tarafindan absorbe edildigi fark edildi.
Daha sonralari gebelikleri esnasinda VDT kullanan kadinlarda dusuk ve dogum defekleri bildirilmesi uzerine, bu terminallerin bazi eski televizyon cihazlari gibi zararli olabilecek isinlar yaydigi iddialari ortaligi karistirdi.
Gunumuzde bu tartisma hala daha devam etmektedir. Gecen yillar icerisinde teknoloji ve bilgilerdeki degisiklikler radyasyonun yanisira elektromanyetik alan (EMA) kavramini literature kazandirmistir. Elektrik kablolari ve elektrikli cihazlar EMA yaratirlar. Radyasyondan farkli olarak EMA hucrelerde olume yol acmaz, genlere hasar vermez ve uzunca bir suredir guvenli olarak kabul edilirler.

kesinlikle cirkin kadin yoktur.....

http://www.icerix.com/icerix.php?adr...resim/aldanma/

nar ablama ozel

NAR ABLAM EVLILIK YIL DONUMUN KUTLU OLSUN NICE SENELER GORESIN AILENLE OPUYORUM SENI:1yes2:

korkularinla yuzles +18

ilginc ve urkutucu bir oyun
http://www.icerix.com/icerix.php?adr...om/pages/1.htm