BALO MASKESIZ OLSUN! Kimileri "ortaoyunu"nu maskeli balo ile karistiriyor. Ortaoyunu guldur guldur, bu guldurmuyor... Maskeli balonun bir gizemi vardir, bu ise sadece cirkinlikleri gizliyor. Kimileri maskelerin ardindaki gercegi bilmiyor. Kimileri ise bildigi halde susuyor. Ya cikar geregi... Ya da korkudan! Balo maskesiz olmali ki, kimin kiminle dans ettigi bilinsin... Maskeler inmeli ki, o maskelerin ardindaki suratlari begenmeyenler, aldatilmaktan kurtulsun! * * * Once, bir romancimizin son kitabinin 50 bin adet basildigi yazildi. Arkasindan kisa surede 100 binlik bir satisin gerceklestigi aciklandi. Derken, ciktigi gunden beri ikinci cumhuriyetci cizgisini korumaya ozen gosteren Aktuel dergisi, romanciyi Turkiye'nin "bir numarali aydini" ilan etti. Bu romancimizin adi Orhan Pamuk'tu! Ben bu "Buyuk" (!) yazarimizin bir romanini okumayi denemistim. Basladigim seyi bitirme konusundaki tum inatciligima karsin, bitirememistim. Ama "Kara Kitap" basinda oylesine ovuldu ki, ikinci bir deneye girismekten kendimi alamadim. Ve o cabamda da, daha yariya gelmeden havlu atmak durumunda kaldim. Tahsin Yucel ve Emin Ozdemir gibi, cok saydigim isimlerin bu yazarla ilgili oldukca agir elestirilerini animsadim. Ama begenenlerin de "begenme hakki"na saygi duydum. Ta ki... Bir okurum "Kara Kitap"ta gizlenmis bir bolume dikkatimi cekinceye kadar..."Cocuklugunda kiz kardesi ile tarlada karga kovalayan sapik bir padisah" gibi bir anlatim vardi bu bolumde! * * * Prof. Cetin Yetkin yonetiminde, "Mudafaa-i Hukuk" adli cok degerli aylik bir dergi cikiyor. Ilginc bir rastlanti olarak, derginin Aralik 1998 sayisinda, Prof. Fahir Iz'in bir incelemesi yayimlandi:"O. Pamuk'taki Ataturk Anlayisi..." Meger benim artik okumayi denemedigim kitaplarinda daha neler varmis! Iste birkac ornek: " Sonra kasaba alanina dolanir. Ataturk heykellerine sican guvercinleri ayiplar..." "Ataturk kendini ickiye vermis meyhane kalabaligina, cumhuriyeti emanet etmis olmanin guveniyle gulumsuyordu..." "Ataturk'un leblebi zevkinin ulkemiz icin ne buyuk felaket oldugunu..." "Sonra bir cumhuriyet, Ataturk, damga pulu havasina girdigimizi hatirliyoruz..." Sayin Iz, 275 sayfalik bir kitapta, tam sekiz yerde ve " hic gerekmedigi halde " Ataturk'e satasildigini saptamis. Soyle diyor:"Bunlar kitaptan cikarilsa hicbir sey degismez. Yalniz yazarin kimi ruhsal gereksinimleri tatmin edilmemis olur!" Kim bilir, belki de Orhan Pamuk'un " en birinci aydin" ilan edilmesinde, bu incelemenin de buyuk katkisi olmustur! * * * Ben, inandiklarini acikca savunanlara hep saygi duymusumdur... O dusuncelere karsi olsam bile! Ama o yurekliligi gosteremeyip de bunu sinsice yapmaya calisanlara... oraya buraya "bityenigi" sokusturanlara... hep tiksinerek bakmisimdir.Bunu hep zayif bir kisiligin, zavalli bir ruh halinin yansimasi olarak gormusumdu Oyun maskesiz oynanmalidir! Cirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tum " gercek aydinlar" gorev saymalidir! Ve de Pamuk adli yazari, isteyen okumali, isteyen sevmelidir... Ama ne oldugunu, kim oldugunu bilerek!.. Maskenin arkasindaki gercek yuzu gorerek!... A. Taner KISLALI Cumhuriyet, 27 Ocak 1999 |
0 yorum:
Yorum Gönder